Son Dakika
Aslında tüm hikayemiz 23 Nisan 2004’de başladı. O zamanlar “online gazete çıkarıyoruz” diye yola çıktığımızı duyanlar, yüzlerinde oluşan naif bir tebessümle “hayırlı olsun” derken, zorlu yolculuğumuz yaptığımız işe gönülden inanan birkaç avuç insanla başladı. Hatırlıyorum da 2004 yılında iletişime geçtiğimiz İletişim Ajansları’nın büyük bir bölümü bültenlerini e-posta yoluyla bile göndermeye tenezzül etmezlerdi. Haber bulabilmek için firmaların kurumsal web sitelerindeki Basın Odaları’ndan güncel bültenler bulmaya çalışır veya web sitelerindeki bilgilerden kendimiz haber yapmaya gayret ederdik. Haber Merkezimize günde 2-3 tane bülten ulaştığında kendimizi mutlu hisseder ve önemsendiğimizi düşünürdük. Keza, yayın hayatımıza başladığımız tarihten itibaren ilk 6 ay bir tane bile basın daveti almamıştık.
Şimdi geriye doğru dönüp baktığımızda işe çok zor şartlarda başladığımızı, ilk 2 yıl neredeyse hiç reklam alamadan inanılmaz bir azim ve gayretle çalıştığımızı hatırlıyorum. İlk röportaj talebimizi sıradan bir Bilişim Sektörü firmasının Satış Müdürü’ne önerdiğimizde bizi bir hafta bekletip daha önce röportaj yaptığımız yöneticilerin listesini istemişti. Aradan geçen 9 yılda gerçekten çok şeyler değişti. Haber Merkezimize günlük ulaşan basın bülteni sayısı bazı günler 200-300 adede ulaşırken, benim ve arkadaşlarımın katıldığımız basın daveti sayısı dokuz yılda 5000’e yaklaştı. 12.000’den fazla fotoğraflı habere, 500’e yakın röportaja imza attık. Katıldığımız etkinliklerde 150.000’e yakın fotoğraf çektik. 80’e yakın şehir dışı basın davetine, 20’ye yakın yurtdışı basın gezisine katıldık. İki ayrı uluslararası konferans organizasyonunun da resmi medya sponsoru olmanın gururunu yaşıyoruz.
Bir yayın düşünün, tam 9 yıldır yani 3285 gündür aralıksız her gün güncellenerek karşınıza çıkıyor. Hasta olduğumuz, tatilde olduğumuz, cenazemizin ve düğünümüzün olduğu zamanlar oldu. Yaz-kış, sıcak-soğuk, uzak-yakın demedik hep haberin içinde olduk ve sürekli güncel kaldık. Arkamızda ne bir sermaye gücü vardı, ne de sırtımızı yasladığımız bir topluluk. Kimsenin borazancıbaşısı olmadık. Dokuz yılda ne iddialı siteler gördük, ne iddialı söylemlerle geldiler. Sonra onların geldikleri gibi gittiklerini gördük. Çünkü yaptığımız iş gereği online bir haber sitesi açmak oldukça kolaydı ve isteyen herkes yapabilirdi. Fakat zor olan tarafı; bu işi sürekli güncel kalarak, haberi kaynağında takip ederek uzun soluklu olarak yapabilmekti.
Aradan geçen dokuz yılda gerçek dostlar gördük, her koşulda menfaat beklemeksizin yanımızda olan. Sahte dostlar gördük “abi” diyerek sohbet eden, arkamızdan kalayı basan… İşini çok iyi yapan İletişim Ajansları gördük. İyi zamanda kötü zamanda hep iletişim içinde kaldığımız. İletişim kuramayan İletişim Ajansları gördük. Sadece toplantılarda gördüklerinde iletişime geçmeyi marifet sanan…
Uzun lafın kısası; dokuz yılda duyduklarımı bir tarafa bırakıp sadece gördüklerimi yazsam ne “milli içecek” gündemi kalır ne de “hosteslere kırmızı ruj yasağı” gündemi. Kim bilir belki bir gün tek tek yazarım bütün gördüklerimi. Her neyse şimdilik gündemi daha fazla meşgul etmeyeyim, bana müsaade…
Bu ayki yazımı anonim bir deyiş ile bitiriyorum. “Kimseyi hafife almayın unutmayın ki; Bir ağaçtan bir milyon kibrit çıkar, bir kibrit bir milyon ağaç yakar!”
Aykut Altındağ
Genel Yayın Yönetmeni
www.maxihaber.net
Hashtag: #aykutabiburada
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
01 Ekim 2024 Köşe Yazıları
01 Aralık 2023 Köşe Yazıları
01 Ağustos 2023 Köşe Yazıları
01 Ekim 2022 Köşe Yazıları