Son Dakika
Van’da meydana gelen ve o bölgede yaşayan kardeşlerimizi büyük acı ve sıkıntılara gark eden 7,2 büyüklüğündeki deprem hepimizin içini çok acıttı. Bütün ulus bir anda birlik oldu ve bölgeye yapılan yardımlar çığ gibi büyürken yaraları sarmaya başladık. Deprem felaketinden yaklaşık bir hafta sonra Cumhuriyetimizin 88. Yılı Törenleri vardı, fakat Başbakanlık genelgesiyle Cumhuriyet Bayramı Resmi Geçit Törenleri, devletin zirvesindeki resepsiyonlar, tüm programlar, kutlama ve yürüyüşler Cumhuriyet tarihimizde ilk defa iptal edildi. Çelenk koyma törenleri dışında resmi bir etkinlik yapılmazken, kimileri Van’da acı içinde olan insanlar varken kutlamaların rahatsızlık vereceği görüşünde birleşti ve kararı kendilerince haklı buldu. Diğer bir görüş ise “Ulusal törenlerin bir eğlence değil ulus olarak birlik ve beraberliğimizin simgesi olduğu” yönündeydi.
Benim şahsi görüşüm Van Depremi bahane edilerek keşke törenler iptal edilmeseydi. Boğazda havai fişek atılarak yapılan gösterişli eğlenceler elbette yapılmayabilirdi ama ulusal birlik ve beraberliğe bu kadar ihtiyaç duyduğumuz bir dönemde “Cumhuriyet” gibi ne zor şartlar altında elde ettiğimiz değere sahip çıkarak ve “Deprem Acısı” vurgulanarak yapılan törenler toplumu bölmez, hatta daha da birleştirirdi.
Cumhuriyet Bayramı kutlamaları bir eğlence değildir. Ulusca tek bir simge için kenetlenmektir. Belki birçok kişi “bu sene büyük acımız var bir kere kutlamasak ne olur?” diyecektir. İşte işin aslında en tehlikeli tarafı da budur. Artık bir emsal vardır. Seneye veya ondan sonraki yıllarda artık Türkiye yaşanacak farklı acılarda (Şehit, deprem, sel, toplu ölüm vs.) bu acıyı ve felaketi yaşayan taraf olarak bu yılki kutlama iptalini emsal gösterecek, “bizim de acımız var, bizim kaybettiklerimizin başı kel mi?” diyecektir. Ve önlerinde emsal olduğu için de Cumhuriyet Kutlamaları’nın iptalini haklı olarak talep edebileceklerdir.
Sürekli büyük acı ve felaketlerin yaşandığı ülkemizde bundan sonra Cumhuriyet Bayramı Kutlaması yapabilmek için öncesinde ülkemizin büyük bir felaket yaşanmaması için dua etmemiz gerekecek.
Gelelim ekonomiye. Geçenlerde D&B Türkiye’nin (Dun & Bradstreet Bilgi ve Danışmanlık A.Ş) her üç ayda bir fikir önderleri konumundaki işadamlarının katılımıyla gerçekleştirdiği Ekonomik Beklentiler Endeksi Raporu açıklandı. Rapora göre Yunanistan’da başlayan ve Avrupa’yı saran yangının Türkiye ekonomisini yavaşlatması bekleniyor. Buna rağmen şirket performanslarındaki artışın devam etmesi öngörülüyor.
Rapor sonuçlarına göre son çeyrek ilk 3 çeyreğe göre zorlu geçecek. Bu tabloya rağmen yöneticilerin beklentisi, son çeyrekte şirketlerin performanslarının artacağı yönünde görünüyor.
D&B Ekonomik Beklentiler Endeksi’nde sorgulanan bir başka konu da istihdam oldu. 2011 yılının son çeyreğinde istihdamın artacağına inananların oranı 3. çeyreğe göre 4 puan düşerek yüzde 33’e geriledi. İstihdam oranının azalacağına düşünenlerin oranı da 4 puanlık artışla yüzde 4’ten 7’ye yükseldi. İstihdam oranının aynı kalmasını bekleyenlerin oranı da yüzde 60 olarak gerçekleşti. Ayrıca genel olarak, yılın son çeyreğinde kredi kaynaklarına erişimin az da olsa kolaylaşacağı beklentisi hakim.
Özet olarak; son çeyrekte bizleri oldukça hareketli günlerin beklediğini düşünüyorum. Başta tekno marketler olmak üzere tüm teknolojik cihazları satanlar hem hedeflenmiş cirolara ulaşabilmek için hem de eldeki stokları tüketebilmek amacıyla çok agresif kampanyalar yapacaklar. Markalar arasında rekabet oldukça kızışacak. Özellikle telekom operatörleri Avea, Turkcell, Türk Telekom ve Vodafone’un yeni katma değerli hizmet ve kampanyaları yine son çeyreğe damgasını vuracak. Elbette en şanslı taraf bilinçli tüketici olacak. Özellikle akıllı cep telefonu ve mobil bilgisayalarda cihazların teknolojik ömürleri 6 aya kadar düşmüşken, 24 aya varan taahhütlü kampanyalara da bir ayar zamanının geldiğini düşünüyorum. Taahhütler artık 12 ayı geçmemeli…
Felaketlerin, acıların olmadığı ve kazancın bol olduğu güzel günler dilerim.
Bu ayki yazımı J. Harris’in bir deyişi ile bitiriyorum. “Kötümser yanlız tüneli görür, iyimser tünelin sonundaki ışığı görür, gerçekçi tünelle birlikte ışığı ve de gelecek treni görür.”
Etiketler: Aykut Altındağ » D&B Türkiye » Deprem Acısı » Van DepremiİLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
01 Ekim 2024 Köşe Yazıları
01 Aralık 2023 Köşe Yazıları
01 Ağustos 2023 Köşe Yazıları
01 Ekim 2022 Köşe Yazıları