Son Dakika
Gazetecilik mesleğine kurucusu olduğum internet üzerinden yayın yapan bir haber sitesinde başladığım yıllarda internet gazetelerinde yazanlara “Pijamalı Gazeteciler” deniyordu. Çünkü çevrimiçi haber sitelerinde işlerini zaman ve mekana bağlı olmadan evde pijama ile yaptıkları düşünülüyordu. O dönemde “Pijamalı Gazeteciler” ile ilgili medyada köşe yazarları arasında çok şeyler yazıldı. Kimisi eleştirdi, kimisi destekledi. Kimileri de “olmaz öyle şey onlar copy-paste gazetecisi”, “böyle gazetecilik olur mu?” dediler.
İlk internet haber siteleri açılmaya başladığı yıllarda internet gazeteciliği ve internet gazetecileri pek önemsenmedi. Gelip geçici oldukları, birçoğunun işsiz kaldıkları için bu işi yaptıkları düşünüldü. Fakat aradan geçen zaman gösterdi ki; beğenmedikleri burun kıvırdıkları internet gazetecileri gündem oluşturmaya ve bazı günlük gazetelerin köşe yazarlarından çok daha fazla okunmaya başladılar. Zaman içinde oldukça fazla internet gazetecisi de uzun soluklu başarı ve süreklilik yakalayarak kendilerini kamuoyuna ispatladılar. Bu başarıyı ve performansı yakalayamayanlar ise yok olup gittiler.
Meslek gazetecilik olsun veya olmasın. Eğer bir iş iyi yapılıyorsa bunun nerede ve ne zaman yapıldığı hiç önemli değildir. Fakat hala bazı eski kafalı kişiler bir iş yapıyor olmayı sabah 8’de evden çıkıp akşam eve mesai bitiminde gelmek olarak görüyorlar. Onların kafasına göre iş yapmak eşittir işe gitmek. Kafalarında hep aynı düz mantık sorusu: “İşe gidilmeden iş mi yapılırmış…”
Özellikle genişbant internet bireylerin oturdukları yerden kalkmadan birçok işi yapmasına olanak tanıyor. Bu işlerden bir tanesi de gazetecilik. Artık biraz düşünebilen herkes biliyor ki; İyi gazeteci olmak için çok büyük bir gazetede yazmak veya işe gitmek gerekmiyor. İyi gazeteci olabilmek doğru, dürüst ve düşüncesinden ödün vermeden yazabilmekten geçiyor. Bu düşüncelerin yayınlandığı mecra ulusal bir gazete de olabilir, hiç kimsenin adını dahi duymadığı bir haber portalı da. Hiç önemli değil çünkü işini iyi yapmayan gazetecinin yazılarını kimse okumazken işini iyi yapan Pijamalı Gazetecinin yazısı diğer gazeteciden çok daha fazla okunarak gündem yaratabiliyor.
Artık sabah sekiz akşam beş mesaisi yaparak servislere tıkış tıkış bindiğimiz, trafikte saatlerce eziyet çektiğimiz o bilinen ofis işleri gittikçe azaldı ve daha da azalacak. Zaman değişti, günümüz insanları her saat ve her yerde sorunsuz çalışabildiği, belli durumlarda iş ve tatili birlikte yaşadığı, kazancın ise şartlara göre çok farklı olduğu bir zamanda yaşıyor.
Pijamalı Gazeteciler ile ilgili son söz olarak diyebileceğim; işini iyi yapan gazetecilerin üstüne veya altına ne giydikleriyle bir işi olmaz. Onlar ister üzerlerindeki pijamayla isterlerse iç çamaşırlarıyla oturarak yazılarını yazarlar. Aradan geçen 10 yılı aşkın bir sürede bu gözler neler gördü neler! Bir zamanlar plazalarda, dolgun maaşlarla ve bin bir çeşit imkanlarla gazetecilik yapan fakat meslektaşlarına “Pijamalı Gazeteci” yakıştırması ile aşağılamaya çalışanların büyük bölümü ya yıllar içinde “Pijama” ile uğraşırlarken giydikleri “donu” bile kaybettiler ya da şu anda pijamalarıyla yazılarını yazıyorlar.
Yazımı Paulo Coelho’ya ait bir deyiş ile bitiriyorum. “Asla vazgeçme! Unutma ki anahtarlıktaki son anahtar, her zaman kapıyı açan anahtardır”.
Etiketler: Aykut Altındağ » internet gazeteleri » Pijamalı Gazeteciler““Pijamalı Gazeteciler”” için 1 yorum
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
01 Ekim 2024 Köşe Yazıları
01 Aralık 2023 Köşe Yazıları
01 Ağustos 2023 Köşe Yazıları
01 Ekim 2022 Köşe Yazıları
Güzel bir yazı olmuş tebrik ederim. Şunu eklemek istiyorum Yerel Medya da çok güzel işler başaran gazeteciler var. Maddi imkanların olumsuz olması başarıya asla engel değildir.