“Boğaz’da Bahar Bambaşka” Sergisi Sanatseverleri Buluşturdu

Organizatörlüğünü Nihal Güres‘in yaptığı “Boğaz’da Bahar Bambaşka” adlı karma resim, heykel, seramik, takı ve keçe sergisini 19 – 25 Mart 2017 tarihleri arasında Emirgan Aşiyan’da demirli Sinan Bey 2 Teknesi’nde her gün 12.00 / 17.00 saatleri arasında sanatseverler ziyaret edebilir.

19 Mart’ta düzenlenen kokteyl ile açılan sergide Nazan Akpınar, Melek Özyurt, Marlen Tekirdaglican, Nur Taşhan, Nur Ulubil, Ayten Merki Özgökçen, Mahbube Akar, İsmet Arslan, Selin Asya Arslan, Deniz Tokgöz, Kemal Gönüleri, Figen Oktar Baykan, Asuman Piskinsoy Denizli, Günseli Yetkin, Ece Uğur, Özlem Güre Gündoğan, Özlem Eren, Lale Merkit, Güler Erdoğan ve Nihal Güres’in eserleri yer alıyor.

Nihal Güres sergiyle ilgili olarak “Manastırda 70 yıl annesini bekleyen Bahe, Deyrul Zeferan Manastırı’nda 2014 yılında vefat etti. Manastırda her kapı çalışında annesinin onu almaya geldiğini düşünürdü. Hep o özlemle kapıya koşar sonra da hayal kırıklığına uğrardı. Savaşın ayırdığı, yoksulluğun ayırdığı ne çok kalpler var değil mi? Özlemle sevdiklerini yıllarca beklemek ve kavuşamadan hayatını kaybetmek, hem de ne için? Anlamsızca çıkan savaşlar yüzünden. Manastırda 70 yıl bekleyen Bahe manastırın bahçesinde binlerce çiçek yetiştirdi. Bir gün dünyanın incisi boğaz kıyılarına geleceğini hiç düşünmüş müydü acaba? Evet, hayatını filme aldılar. Misafir adlı bir belgeselde… Mardinli yönetmen Haydar Demirbaş Bahe’yi, Süryani kültürünü anlattı. İç içe yaşayan kültürleri, toprakları, barışı, dostluğu, renkleri anlattı. Vefatından yıllar sonra seramik bir büst ile Bahe boğazın kıyılarına geldi. Onu yeniden sevgi dolu dokunuşlarla canlandıran Melek Özyurt’un parmaklarının sıcaklığı ile martı seslerinin arasındaki dalgaları ziyaret etti, boğaza misafir oldu. Bu anlamlı öykü, bu anlamlı eser sergimizde yer alacak. Konuşmak isteyenlerle konuşacak, birlikte yaşamanın, dostluğun, barışın güzelliğini anlatacak. Barış savaştan daha kolay. Barış; savaştan daha ucuz. Barış olursa, kimse sevdiklerinden ayrı kalmaz. Barış olursa kimse kimseyi yıllarca hasretle beklemez. Barış olursa bütün dinler, bütün ırklar hep beraber yaşayabilir. Ve barış olursa belki Bahe artık üzülmez. Hiç bir Bahe artık üzülmez. Martı sesleri ve dalgalarla mutlu olur. Sanatçılar aslında seramik yoğurmuyor. Onlar kalplerini yoğuruyor, ruhlarını pişiriyorlar. Kalplerinin hüzün dizelerini paylaşıyorlar. Sevdiklerini yıllarca bekleyen, ağlayan, üzülen tüm kalplerden özür diliyorum. Biz hepimiz BARIŞ istiyoruz. Barışın olduğu bir dünyada erguvanlar da bambaşka açar boğazda. Tüm Sanatseverleri sergimi izlemeye çağırıyoruz” dedi.