Son Dakika
Hepimiz bir şekilde kendi hayatımızla ilgili bir program belirlemişizdir. Kâğıt kalemi elimize alıp günleri, saatleri, neler yapacağımızı ve planları yazıp disiplinli bir çalışma sürecine girdiğimiz olmuştur. Peki yaptığımız planlara, geliştirdiğimiz programlara sadık kalabiliyor muyuz? İlk olarak olağan bir hafta içi günün nasıl geçtiğini değerlendirmemiz gerekiyor. Ortalama olarak hesapladığımızda yaklaşık 6 saat uyku, 2 saat yol (işe gidiş-dönüş), 8 saat iş, 1 saat Facebook, internette sörf ve mail kontrolü, 30 dakika kişisel bakım ve ihtiyaçlar, 45 dakika yemek, 2 saat televizyon ve 45 dakika da cep telefonu ile konuşma ve mesajlaşma ile zaman harcadığımızı düşünelim. Bunların toplamı sonucu günün 21 saatini doldurmuş oluyoruz. Geriye kalıyor 3 saat. Bu 3 saatlik zaman zarfı, kendimizi geliştirebilmek, dünyayı daha iyi anlayabilmek, bir vizyon geliştirmek için acaba yeterli bir süre mi? Eğer zaman kontrolü konusunda iyi olduğunuzu düşünüyorsanız, gün içerisinde kendinize ayırmanız gereken en az birkaç saatlik dilimi doya doya yaşıyor olmanız gerekiyor. Eve iş taşımamalı, yorgunluk hissetmemeli, üretken olabilmek için sürekli aktif kalmanız gerektiğini de unutmayın.
Örneğin, Tablet bilgisayarlar hiç satılmadığı kadar çok satılıyor. Hayatımızı kolaylaştırmasını beklediğimiz bu cihazların kolaylaştırdığı bir çok şey aslında gereksiz. Hot-spot adı verilen noktalardan internete bağlanıp mail kontrolü yapmak ve güncel videoları izlemek ne kadar zaruri bir ihtiyaç? Günümüzden 10 sene önce böyle bir gereksinimi hissediyor muyduk? 20 sene öncesinde, cep telefonumuz olmadan hiçbir yere gidemeyeceğimiz aklımıza gelir miydi? 50 sene öncesinde, televizyonların bu kadar yaygınlaşıp istisnasız her eve gireceğini tahmin edebilir miydik? Yalnız sorun şu ki, kullandığımız her teknolojik ürün bizi daha da yalnızlaştırıyor. Biz internet üzerinden insanlarla konuştuğumuzu ve haberleştiğimizi düşünürken, elektronik bir cihazın karşısında ne kadar süre geçirdiğimiz aklımıza bile gelmiyor. Madem sanal bir ortam üzerinden haberleşmek, dünyanın bir ucundaki insana ulaşmak bu kadar önemli, öyleyse hepimiz hiçbir sosyal ilişkiye girmeden sadece evlerimizden bir ağa bağlanıp tüm insani ihtiyaçlarımızı giderelim? Bizim yaşantımıza, yapımıza, yaşam amacımıza hizmet eden bu yöntem midir? Etrafta teknolojik cihazların sayısı arttıkça daha fazla başarısız sosyal ilişki tanıklık ediyoruz. Sabırsızlık yüzünden biten arkadaşlıklar, sallantıda evlilikler, depresyondaki genç nesil… Birileri para kazandıkça biz sosyal hayatımızdan oluyoruz. Tüm dünyada giderek belirginleşen sosyal medya gerçeği aslında toplumu daha güçsüz kılan ve insanları yalnızlaştıran bir planın ufak ve modern bir parçası haline geldi. Çünkü sosyal medya, haber kanalları ve diğer bilgi toplumuna hizmet etmesi gereken siteler ile olması gereken durum gerçekleşmiyor. Biz daha bilinçli insanlar haline gelip tüm ülkede ve dünyada barışı sağlamaya yönelik adımlar atamıyoruz. Aksine, kültürel ve ahlaksal değerlerimizi erozyona uğratan, hepimizin yeteneklerini alıp götüren bir sistemle karşı karşıya kalıyoruz. Kişisel yeteneklerimizi keşfedip onları geliştireceğimiz zaman diliminde hiçbir işimize yaramayacak elektronik aygıtlarla oynuyoruz. Acaba tüm dünyada neler oluyor diye haber sitelerini dolaşmak mı önemli, dışarıya sokağa çıkıp ‘gerçek’ hayatta neler olduğunu fark edebilmek mi? Tüm bu soruları kafamızı daha fazla kurcalamaya başladığında, daha fazla düşünmeye başladığımız gerçeği de ortaya çıkıyor. Eğer fazla düşünmek rahatsız etmeye başlarsa, bir süre internete girip sakinleşebiliriz!
Evet, hayatımız oldukça programlı gidiyor. Böyle bir durum normalde içimizi rahatlatmalı; ancak bir sorun var. Hayatımızın programlı gitmesinin sebebi, bizim için özel hazırlanan programa hiçbir sorun çıkarmadan uyuyor olmamız. Keşfetmemiz gereken gerçek aslında bize çok yakın duruyor: Bu program bize ait değil; sadece rolümüzü oynamamız gerekiyor. Sorgusuz, sualsiz…
Etiketler: Erkut Altındağ » Facebook » Hot-spotİLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
01 Ekim 2024 Köşe Yazıları
01 Aralık 2023 Köşe Yazıları
01 Ağustos 2023 Köşe Yazıları
01 Ekim 2022 Köşe Yazıları