Son Dakika
Türk Dil Kurumu’nun sözlüğüne göre Paradigma bir grup topluluk veya bilim insanı tarafından paylaşılan ortak değer ve bakış açılarının toplamı olarak belirtilmektedir. Örneğin yalan söylemenin kötü bir şey olduğuna inanıyoruz. Bu ortak bir paradigmadır. Ancak farklı bir kültürün düşüncesine göre “yalan söylemek kötüdür” diye bir yargı olmayabilir. Kendimizi düşündüğümüzde ise bir çoğumuz bazı durumlarda yalan söylemenin gerekli bile olduğunu düşünebiliriz. Paradigmalar içinde yaşadığımız kültür ile oluşur ancak zamanla şekillenmesi kişinin bireysel gelişimi ve karakteri ile alakalıdır. Büyüyen ve olgunlaşan bir kişi zamanla gerçeğe daha çok yaklaşır ve fikirlerini değiştirebilir. Ancak bazı paradigmalar dogmatik ve değişmez de olabilir.
Tekno-paradigma dediğimiz kavramı ise özellikle bilişim ürünlerini günlük hayatta kullanmaya başladığımız dönemler itibariyle ortaya çıkan yeni inançlar şeklinde açıklayabiliriz. Günümüzdeki tekno-paradigmaların giderek yaygınlaştığını gözlemliyoruz. Bu paradigmalar hayatımızı yönlendiriyor, aldığımız kararlarda etkili oluyor.
Örneğin nükleer araştırmalar yapmanın enerji ihtiyacı için artık gerekli olduğunu düşünürken, nükleer bomba imal etmenin insanlığa karşı işlenen bir suç olduğu düşüncesine inanıyoruz. Birçok süper gücün elinde sayısız nükleer başlıklı füze var. Bu ülkeler aynı zamanda nükleer enerji kullanan ülkeler; yani en az bir adet nükleer santrale sahipler. Ancak gelişmekte olan ülkeler nükleer araştırmalara önem verdiğinde ve yeni cihazlar ürettiklerinde süper güçler derhal bu yeniliklere karşı çıkıyor ve nükleer silah üretme tehlikesi olması bahanesiyle bu ülkeleri köşeye sıkıştırıyor, uluslararası topluma şikayet ediyorlar. Halbuki kendilerinin ürettiği nükleer silahlara kimse ses çıkartamıyor. Yani kendileri için normal olan bir durum başka ülkeler tarafından gerçekleştirilirse uluslararası tehdit olarak görülüyor. Bu da paradigmaların iki farklı toplum tarafından tamamen farklı algılanabileceği gerçeğini gösteriyor. Bir yanda nükleer enerji bir ülkenin sahip olması gereken bir teknoloji iken, diğer yanda nükleer silah üretimine olanak tanıdığı için yasaklanması gereken bir teknoloji haline gelebiliyor. Peki objektif bir bakış açısı hangi çözümü sunar, bunun farkına nasıl varacağız?
Bilgisayarların günlük hayatımızda birçok işi kolaylaştırdığına inanıyoruz. Bu nedenle evinde bilgisayar olmayan herkes masaüstü veya dizüstü satın almak için plan yapıyor, bütçesini ayarlamaya çalışıyor. Bir bilgisayarın insan hayatını bu denli etkilediğine şahit oluyoruz. Bilgisayarların birçok alanda ne kadar fonksiyonel olduğunu anlatmaya gerek yok. Ancak, bilgisayarın sunduğu çoğu imkan normalde hiçbir zaman ihtiyaç duymayacağımız işlevleri de kapsıyor. Örneğin saatlerce oyun oynuyor, anlık haberleşme araçlarını kullanarak arkadaşlarımızla sohbet ediyoruz. Normalde sesli olarak birkaç dakikalık bir konuşma yazı ile gerçekleştiğinde saatlerce sürebiliyor. Aslında dakikalar içerisinde halledebileceğimiz işlemleri çok uzun bir zaman dilimine yayarak gerçekleştirebiliyoruz. Demek ki bilgisayarların günlük işleri hızlandırdığı söylemi bir açıdan doğru, başka bir açıdan ise yanlış. Kimin neye inandığı o kişinin tekno-paradigmasını oluşturuyor.
Özetle teknoloji konusunda inanılan ortak inançların tamamına bakıldığında aslında zıt bir görüşün de savunulduğunu görüyoruz. Telefon haberleşmek için iyidir ama sosyal hayatı katleder. Ulaşım araçları medeniyeti temsil eder ancak toplu ölümlerin de sebebi olabilir. Dikey yapılaşma nüfus artışının çözümüdür ancak deprem için sakıncalıdır. Robotların ve yapay zekanın devreye girmesi daha huzurlu ve refah bir toplum için gereklidir, buna karşın otomasyonun artması nedeniyle işsizliğe yol açar… Bu liste uzayıp gitmektedir çünkü her teknolojik değişim farklı perspektiflerden incelendiğinde değişik sonuçlara yol açabilir. Bilişim teknolojilerinin “bilgi toplumu” olma yolunda ne kadar önem taşıdığını hepimiz biliyoruz. İnternet vasıtası ile her an istenilen bilgiye ulaşmak mümkün. İşte bu noktada bir karar almanız gerekiyor. Okul ödevleri, çevrimiçi alışveriş, dostlarımızla sohbet etmek mi; yoksa pornografik, illegal bahis oynatan ve patlayıcı silah yapımını anlatan siteleri dolaşmak mı? İnternet’i ne için kullanacaksınız?
İşte bu paradigma, tamamen size ait…
Etiketler: Erkut Altındağ » Paradigma » Tekno-paradigmaİLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
01 Ekim 2024 Köşe Yazıları
01 Aralık 2023 Köşe Yazıları
01 Ağustos 2023 Köşe Yazıları
01 Ekim 2022 Köşe Yazıları