Son Dakika
OPPO, Find X8 ve Find X8 Pro’yu Tanıttı
Mercedes-Benz Güvenlik Sistemleri Geleceğin Güvenliğini Bugünden Sunuyor
Make-A-Wish Türkiye, 25 Yaşında
Selen Erdurak, Karel Kurumsal İletişim Direktörü Oldu
UPTION, MoneyGram’ın Türkiye’deki İlk Mobil Cüzdan İş Ortağı Oldu
KAGİDER, FEM Sertifikalı Kurumlar İle Kurumsal Üyelerini Bir Araya Getirdi
Yine bir dünya kupası yılında Haziran ayına geldik. Hepimizin heyecan içinde beklediği dünya kupası turnuvası ile birlikte futbola doyacağız. Bu ay irdeleyeceğimiz konu futbolla alakalı olsa da farklı bir bakış açısı kullanacağımız için size oldukça garip gelebilir. Bununla birlikte kafanızda bazı soru işaretlerinin belireceğine emin olabilirsiniz.
Yeni bir eğlence sektörü haline gelen futbol oyunu, her geçtiğimiz gün daha spekülatif bir yapıya bürünüyor. Milyon dolarlık futbolcular, milyar dolarlık sponsorluk gelirleri ile ilgili haberler ve programlar televizyonlarda prime time denilen kuşakta yayına veriliyor. Hemen her kanalda özellikle haftasonları ve pazartesi günleri futbol programları yayınlanıyor. Televizyon! Bu kelimenin ifade ettiği anlam artık çok değişti. Bir eğlence aracı mı yoksa güçlü ülkelerin kültürlerini yaydığı bir saldırı silahı mı? Bu tartışma uzun yıllardan beri devam ediyor. Bizim analiz etmemiz gereken kendi ülkemizdeki etkileri olmalı. Televizyon bu ülkeye ne getirdi, ne götürdü? İleri sürülen teorilerden bir tanesi de televizyon programlarının izleyenleri bir tür uykuya sürüklediği ve beynin düşünme fonksiyonlarını kapattığı yönünde. Elbette iletişim ve bilgi ağı kurması yönünde televizyonun müthiş bir katkısı var, ama asıl mesele bu değil!
Futbol endüstrisi Türk halkı üzerinde çok kalıcı bir etki bırakıyor. Her haftabaşı hararetli tartışmalar eşliğinde oynanan maçlar hakkında analizler yapılıyor. İddaa bayilerinde çok ince matematiksel hesaplar yapıldığını kendiniz de gözlemleyebilirsiniz. Hatta bu hesaplardan bazılarını siz de yapmış olabilirsiniz! Hatalı bir hakem kararı haftalarca eleştiriliyor. Maalesef ülkemize özgü olarak da insanlar karşı takım taraftarlarına zarar verebiliyor.
Tek sorun futbol değil! Kalitesiz diziler ve programlar da Türk seyircisinin izlemek zorunda olduğu televizyon çıktıları olarak karşımıza geliyor. Gereksiz yere uzatılan diziler her ek bölümde daha kalitesiz senaryo ve daha fazla kesinti yapacak şekilde reklamlarla televizyon izleme keyfini resmen öldürüyor.
Tüm bunlar nedeniyle sanki hayatın gerçeklerinden biraz uzaklaştırılıyoruz? Günlük koşuşturmalardan çıkıp kendi kendinizle baş başa kalıyor musunuz? Varoluş amacınızı ne sıklıkta sorguluyorsunuz? Tabiatı, doğayı, dünyayı, evreni en son ne zaman düşündünüz? Belki de en önemlisi, en son ne zaman üzerinde koştuğunuz kırlardan bir çiçek kopartıp sevgilinize verdiniz?
Bunları yapmıyoruz; bunun yerine televizyonda ne denk gelirse onu seyrediyoruz. Bize izletilen programlar da evlere şenlik! Sabah programları insanların özel hayatlarını açığa çıkartıyor. Gittikçe yaygınlaşan erotik ve pornografik sahneleri izleyip dünyanın bu şekilde yaşadığını düşünmeye başlıyoruz. Yaşantımızı da televizyonda gördüğümüz gibi değiştiriyoruz. Hatta eğer bir planımız varsa ve önemli bir televizyon programıyla aynı saate denk geliyorsa planımızı iptal edebiliyoruz. Kültürümüz imha ediliyor. Değerlerimiz, geleneklerimiz yok ediliyor, inançlarımızdan ve tarihimizden uzaklaştırılıyoruz; buna karşılık olarak tek yaptığımız daha fazla televizyon izlemek. Peki ne yapmamız gerekiyor? Derhal bir kitapçıya gidin, klasik ve güncel kitaplardan birkaç tane alın. Yakın arkadaşlarınızı arayın, onlarla yüzyüze görüşün. Televizyonunuza ve uzaktan kumandanıza gösterdiğiniz ilgi alakayı eğer arkadaşlarınıza ve yaşadığınız ülkeye göstermeye başlarsanız, kültürel değerlerimizi korumak için en önemli adımı atmış olursunuz. Bunu yapmaya hemen başlamanız gerekiyor, daha fazla zaman yok!
Bu arada, kupa Brezilya’nın!
Etiketler: Erkut Altındağ » İddaaİLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
01 Ekim 2024 Köşe Yazıları
01 Aralık 2023 Köşe Yazıları
01 Ağustos 2023 Köşe Yazıları
01 Ekim 2022 Köşe Yazıları