Son Dakika
Selen Erdurak, Karel Kurumsal İletişim Direktörü Oldu
UPTION, MoneyGram’ın Türkiye’deki İlk Mobil Cüzdan İş Ortağı Oldu
KAGİDER, FEM Sertifikalı Kurumlar İle Kurumsal Üyelerini Bir Araya Getirdi
Elektriğin Bugünü ve Geleceği Electricity Eurasia Fuarı’nda Ele Alınacak
Red Hat Summit Connect İstanbul’da Gerçekleşti
6. Hizmet İhracatının Şampiyonları Ödüllerini Aldı
Geçtiğimiz ay içerisinde Kamboçya’da çok ilginç bir olay meydana geldi. Phnom Penh’e, yani Kuzeybatı Kamboçya’da bir alana 4.5 kilo ağırlığında bir meteorit düştü. Darbe ile birlikte düştüğü yerde bulunan pirinç tarlaları yanmaya başladı. Bu olayı gören köylüler ise kutsal bir mesaj geldiğini düşünerek dua etmeye başladılar. Her ne kadar yüzlerce hektar tarlanın zarar görmesi nedeniyle üzülseler de, meteoritin köylerinin üzerine düşmemesinden ve hiç kimseye zarar gelmemesi nedeniyle bunu inançları gereği önemli bir mesaj olarak gördüler.
Bu olaydan kısa bir süre önce de hepimizi çok üzen, 11 ülkeyi etkileyen ve bu ülkelerde ikiyüzbine yakın kişinin öldüğü Tsunami olayı meydana geldi. Çok şiddetli bir depremin yol açtığı dev dalgalar, sahil kesimlerinde bulunan insanları hazırlıksız yakaladı. Kıyı şeridindeki tüm evler kullanılamaz hale geldi. Halen onbinlerce kişi salgın hastalık ve açlık nedeniyle ölüm tehlikesi içinde. Dünya çapında başlatılan yardım kampanyalarında toplanılan rakamlar ise ihtiyaç duyulan rakamların çok altında seyrediyor.
1999’da ve 2001’de çok şiddetli depremleri de biz yaşadık. Binlerce insanımız enkaz altında, bir o kadarı da evsiz kaldı.
Yaşanan felaketlerin bazıları da insan kaynaklı. İnsanoğlu, üzerinde yaşadığı gezegene, daha doğrusu bize ev sahipliği yapan ve evrende şu ana kadar bilinen tek yaşanabilir gezegene neler yaptığının farkında mı? 2001 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde Dünya Ticaret Merkezi’nin İkiz Kuleleri’ne yapılan saldırı sonucu iki gökdelen de yıkıldı. Terörist bir saldırı gibi gözükse de, yapılan bu saldırının gerçekte kim tarafından yapıldığı netlik kazanmış değil. Aynı şekilde Pentagon’a yapılan eş zamanlı saldırılarda da uçak enkazları ile ilgili çok çelişkili bilgiler var ve ortalıkta bir çok komplo teorisi dolaşıyor.
Irak’ta Saddam’ın yakalanması ile yeni bir başlangıç yapılacağı düşünülüyordu ama şu anda orada tam bir kaos hakim. Her gün onlarca Iraklı sivil insan ölüyor, Amerikan ve İngiliz Kuvvetlerine de saldırılar yapılıyor. Demokratik bir yapının da kısa bir zaman içerisinde gelebileceği mümkün gibi gözükmüyor. Asıl korkulan, buradaki huzursuzluğun diğer ülkelere de sıçraması. Amerika’daki düşünce kuruluşlarının çoğu, buradaki olayların 3.Dünya Savaşı’nın kuluçka dönemleri olduğunu belirtiyor. Birçok hayvan türünün nesli tükenmek üzere. Yeryüzü üzerinde toplam sayıları 100’ü geçmeyen canlı türleri kaldı. Çoğu insanlar tarafından derileri ya da dişleri için öldürülüyor, bazıları da iklim değişikliklerine kendilerini adapte edemiyorlar.
Günümüzde yapılan araştırmalar sonucu öğrenilen bazı gerçekler var. Bunlardan ilki dünya üzerindeki iklimin değiştiği ve küresel ısınmanın hızlı bir şekilde ilerlediği. Geçtiğimiz ay 60.000 bilgisayarın simüle ettiği bir çalışmada, 2100’e gelmeden ortalama sıcaklığın 1.4 santigrat derece ile 5.8 santigrat derece arasında artacağı tahmin ediliyor. Denizlerin yarım metre yükseleceği ve sahil şehirlerinin çoğunun sular altında kalacağı da yapılan tahminler arasında. 10 yıl içerisinde de hava sıcaklığı ortalamalarındaki 0.5 derecelik artış, birçok canlı türünün yok olmasına ve iklim değişikliklerine yol açacak. Kuvvetli fırtınalar, mevsimlerdeki değişiklikler, çölleşme gibi dünyayı tahrip edici önemli zararlara yol açabilecek.
Dünyanın sonunun gelmesi, bizim için ölüm anlamına geliyor. Yani ölmemiz, diğer insanlar için birşey değiştirmeyecekse bile, kendimiz için bir son. Ama tüm insanlık için geçerli bazı tehlikeler de var. Bunların başında doğa olayları geliyor. Bu bizim düşündüğümüz gibi dünya üzerinden değil, uzaydan kaynaklanan bir doğa olayı da olabilir. Örneğin büyük bir meteorun dünyamıza çarpması gibi. Belki de insanların yaptığı teknolojik keşifler dünyanın sonunu getirecek. Binlerce nükleer bombanın herhangi birinin ateşleme mekanizmasının yanlışlıkla çalıştırılması, çok güzel bir savaş nedeni. Sonrası ise nükleer fırtınalar ve dünya üzerindeki hayatın riske girmesi, belki de sonlanması.
Küresel ısınma, kutup buzullarının erimesi, depremler, volkanik patlamalar… Tüm bunlar dünyamızın verdiği bazı uyarılar. Bize düşen çok basit bir işi hep unutuyoruz; Bize, hiçbir karşılık istemeden ev sahipliği yapan yeryüzüne dikkatli davranmamız gerektiği aklımızdan hep çıkıyor. Dünyanın evrim gereği değiştiği, belki ileride üzerinde canlı yaşamasına müsaade etmeyeceği ve yeni bir oluşuma gideceği de kabul edilmesi gereken bir gerçek. Ama bu döngüyü biz insanoğlu olarak hızlandırmamamız gerekiyor. Bu nedenden dolayı sadece bizim ortalama ömrümüz değil, çocuklarımızın, torunlarımızın, hatta insan ırkının ortalama ömrü de azalıyor. Evrenin en akıllı yaratığı olan bizler, bu soruna derhal bir çözüm bulmalı ve dünya ile birlikte huzur ve barış içerisinde yaşamalıyız. Dünyaya açacağımız bir savaşı kazanabileceğimizi sanmamalıyız.
Etiketler: Erkut Altındağ » meteorit » TsunamiİLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
01 Ekim 2024 Köşe Yazıları
01 Aralık 2023 Köşe Yazıları
01 Ağustos 2023 Köşe Yazıları
01 Ekim 2022 Köşe Yazıları