logo

“Nanoteknoloji Rehberi”

Erkut Altındağ

Erkut Altındağ
erkutaltindag@gmail.com
“Nanoteknoloji Rehberi”

Nano Bilimi, moleküler ve atomik parçacıklarla uğraşan bir bilim. Bu dünyada ölçüler nanometre ile (metrenin milyarda biri ya da 10-9) ölçülüyor. Nanoteknoloji ilk hedef olarak, moleküler gelişimi hedef alıyor. Amaç, fiziğin kurallarına aykırı düşmeden, çok ucuza doğanın yapı taşlarını sınırlamak, hatta daha da küçültmek. Bunu elektronik alet yapımında, materyallerde ve makinelerde uygun hale getirebilmek çok önemli. Bilim Nanoteknolojiadamları, geçmiş yıllardaki moleküler seviyedeki üretim çabalarını “boks eldiveni giyerek Lego parçalarını birleştirmeye” benzetiyorlar. Nanoteknoloji ile bu boks eldivenlerini çıkartıp olağandışı şeyler üretmeye başlayacağız. Peki bu konuda hangi firmalar ne gibi çalışmalar yapıyorlar?

IBM firması, nanoteknoloji yoğun kullanımlı çiplerinin kendi adıyla anılmasını başarmak üzere. Çiplerde ve flash belleklerde kullanılmaya başlayan bu teknoloji, aslında normal koşullarda üretilen çiplerin üzerine bir katman olarak silikon nanokristallerinin yerleştirilmesi mantığına dayanıyor. Silikon benzeri olan polimer de bu alanda kullanılıyor. Bu teknoloji hangi alanlar için uygun olabilir? Fabrikasyon olarak üretime geçilebilir mi? Milyon dolarlarca yatırımın yapıldığı bu devre patentli teknoloji , bize istediğimiz ürünleri sunacak mı ve bu kadar emeğe değecek mi? Science dergisinde yayımlanan iki makale, nano bilgisayarlar konusundaki gelişmeler için bir umut ışığı oldu. Yapılan araştırmalar, moleküler ölçekli elektronik uygulamalarını ilk kez “parça” düzeyinden çıkarıp, çalışabilen “devre” düzeyine taşıyor. Ama 1 trilyon devreyi 1 santimetre kare alana sığdırıp bağlantılarını geliştirmek, çalışırken moleküler yapılarının değişmesini önlemek, bütün bunları hızlı ve ucuz bir biçimde yapmak pek de kolay görünmüyor. Silikon çok küçük boyutlarda detektörler yapmak için ideal, ama nano teknologları en çok heyecanlandıran başka bir madde daha var: karbon nanotüpler. 1991’de, bir Japon araştırmacı tarafından tesadüfen keşfedildi. Nanotüpler, içi boş silindir halinde sarılmış karbon atomu yaprakları. Bu yapraklar, iki ucunda birer şapka olan tavuk şişine benziyor ve sıradışı özelliklere sahip. Çelikten 10 kat güçlü, 6 kez hafif. Köprü, uçak ve uzay asansörü yapmaya çok uygun. Tek sorun, laboratuvar kaynaklı en uzun nanotüpün 10 milimetre boyunda olması.

Küçük makineler için karbon nanotüpler son derece yararlı. Çünkü MEMS aygıtlarını etkileyen sorunlardan biri, saniyede binlerce kez sürtünerek aşındıran minik parçacıklar. Nanotüp yataklar ise hemen hiç sürtünüp aşınmıyor, çünkü karbonun bütün kimyasal bağları kullanılıyor. (MEMS aygıtları, nano teknoloji çerçevesinde sınıflandırılıyor; ama, o kadar küçük olmadıklarından, dar anlamıyla nanoteknolojik sayılmıyor. MEMS’ler, nanometreden l .000 kat uzun mikrometrelerle ölçülüyor. MEMS pazarı yılda 10 milyar dolar kazandırdığından, üreticilerin aldırmadığı bir fark bu. MEMS hareket duyargaları ve şalterleri, mürekkep püskürten yazıcıların kafalarında (inkjet), oyun çubuklarında (joystick) ve hava yastıklarındaki ivme saptayıcılarında kullanılıyor. )

Bu teknoloji ile lityum-iyon pillerin kullanım süresinin şimdiye oranla en az birkaç kat artacağı öngörülüyor. Nano teknoloji, tıbbi alanlarda da sesini duyurmaya başladı. Hayal edilenler ise şaşırtıcı: Nano konteynırlar ile ilaçları vücudumuzun istenilen bölümüne güvenli bir şekilde ulaştırabileceğiz. Nanorobotlar ile hücrelerimizi onarıp, vücudun bağışıklık sistemini kontrol altında tutabileceğiz. Kemik içi protezler de bu teknoloji kullanılarak yapılacak. Kanser vakalarında kullanılan ilaçlar, kanserli hücrelere ulaşamadan etkisini yitiriyor. Ama nano partikülleri bu konuda daha ısrarcı; kanserli hücrelerin büyümesini önlüyor ve onları yok ediyor.

Bize düşen bu gelişmeleri yakında takip etmek ve bilim adamlarına güvenmek. Bu teknoloji bir devrimin başlangıcı olabilir. Belki de teknolojik imkanlarımız daha ileriye gitmemize izin vermez. Her ne olursa olsun, bu teknolojinin bize vaat ettiği şeyler inanılmaz. Ya tüm bunlar gerçek olacaksa, bunun için beklemeye değmez mi?

– Nano teknoloji: Felaket mi yoksa mutluluk mu? Focus Dergisi

– Aralık 2001 – Bilim ve Teknik

– Kasım 2001 – Science Magazine

– Scientific American (Nanotech section)

Etiketler: » » » » »
1425 Kez Görüntülendi.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • Cep Telefonunuzu Şarj Ederken Nelere Dikkat Etmelisiniz ?

    01 Ekim 2024 Köşe Yazıları

    Cep telefonunuzu şarj ederken telefonunuzdan daha fazla verim alabilmek için bazı konulara dikkat etmelisiniz. Çünkü günümüzde cep telefonları modern yaşamın bir parçası haline geldi. Telefonların doğru bir biçimde şekilde şarj edilmesi cihazın performansını arttırır. Dahası ekonomik ömürlerini de uzatır. Telefonunuzu Şarj Ederken İşte size şarj ederken dikkat etmeniz gereken bazı temel bilgiler Güvenli Bir Yerde Şarj Edin Telefonunuzu şarj ederken ıslak alanlardan ve çevresinde su bulunan yerlerden uzak durun. Özellikle kablonuzda hasa...
  • Sosyal Medyada Dunning-Kruger Etkisi

    01 Aralık 2023 Köşe Yazıları

    Sosyal medya, günümüzde bireylerin düşüncelerini, duygularını ve bilgilerini paylaşmaları için popüler bir platform haline geldi. Fakat bazen sosyal medya üzerindeki tartışmalar ve bilgi paylaşımları Dunning-Kruger etkisi ile açıklanabiliyor. Sosyal psikologlar David Dunning ve Justin Kruger’ın ortaya çıkardığı bu önyargı ile kişiler bir hayalî üstünlüğün bilişsel önyargısı ile ilişkilendiriyorlar. İnsanların yetersiz olduğu durumları fark edememesi hali olarak da açıklanabilir. Bu durumda olan insanların yeterlilik düzeylerini nesnel olarak de...
  • DJI Air 3: İki Ana Kamera İle Geldi

    01 Ağustos 2023 Köşe Yazıları

    Yeni DJI Air 3, çığır açan ikili ana kamera sistemiyle dikkat çeken bir drone. DJI Air 3, 46 dakikaya varan uzun pil ömrü ile de öne çıkıyor. Gelişmiş pil teknolojisi sayesinde tek bir şarjla uzun süreli uçuşlar mümkün olurken, pilin hızlı bir şekilde şarj olabilmesi de özel bir ayrıntı. Bu gelişmeler sayesinde DJI Air 3'ü uzun uçuşlar yapmak isteyenler için ideal bir seçenek haline getiriyor. Ayrıca Air 3, her yöndeki engelleri hem algılıyor hem de bunlardan kaçabiliyor. Kullanılan çift kamera, daha uzun uçuş süreleri ve gelişmiş güvenlik gibi...
  • YouTube’da Herkese Açık Kullanıcı Adı Nedir?

    01 Ekim 2022 Köşe Yazıları

    YouTube’un herkese açık kullanıcı adı, kullanıcıların sizi bulmasına ve sizinle bağlantı kurmasına yardımcı olan yeni bir özellik olarak dikkat çekiyor. Kanal adından farklı olarak, herkese açık kullanıcı adı her içerik üretici için benzersiz olacak. Böylece YouTube'da kişiye özgü kimliğinizi daha kolay oluşturursunuz. Kullanıcı Adları ve Kanal URL'leri Herkese Açık Olacak Herkese açık durumda olan kullanıcı adınız kanal URL'lerinde görünecek. Kişiselleştirilmiş olan URL, herkese açık kullanıcı adı için genel olarak belirleyici olacak. Herk...