Son Dakika
Selen Erdurak, Karel Kurumsal İletişim Direktörü Oldu
UPTION, MoneyGram’ın Türkiye’deki İlk Mobil Cüzdan İş Ortağı Oldu
KAGİDER, FEM Sertifikalı Kurumlar İle Kurumsal Üyelerini Bir Araya Getirdi
Elektriğin Bugünü ve Geleceği Electricity Eurasia Fuarı’nda Ele Alınacak
Red Hat Summit Connect İstanbul’da Gerçekleşti
6. Hizmet İhracatının Şampiyonları Ödüllerini Aldı
Teknoloji firmalarından haberler peş peşe geliyor. İlk olarak Nintendo’nun tekrar resmi olarak Türkiye pazarına gireceğini öğrendik. CD Media adlı Yunan firması CD Media Turkey olarak ülkemizde hizmet vermeye başlayacak. Ürün fiyatları olarak Nintendo oyun konsollarının ucuzlamasını beklemek rasyonel değil ancak aldığımız oyun konsolunun resmi distribütör garantisi altında olması kullanıcıya güven veriyor. Diğer türlü bozulduğunda çöp olan konsollar artık resmi garanti kapsamında değerlendirileceği ve yetkili teknik servise yönlendirileceği için satışları olumlu yönde etkileyecek, ürün ve oyun çeşitliliği de artacaktır. Nortec Eurasia 2012 yılında faaliyetlerini durdurmuş ve o günden bu yana Nintendo oyun konsolları Türkiye’de paralel ithalat ile satılıyordu.
Bir başka beklenti ise Amazon’un resmi olarak ülkemize ne zaman geleceği ve faaliyetlerine başlayacağı konusunda yoğunlaştı. Aylardır dedikodu ve şehir efsanesi düzeyinde haberler etrafta uçuşuyor. Hatta Amazon Almanya’nın Türkiye faaliyetlerini üstleneceği, Türkiye’de fiziksel bir ofis düşünmedikleri bile ortaya atılan iddialar arasındaydı. Amazon Almanya’nın Türkçe destek sunduğu ve Türkiye’ye ürün gönderdiği doğru, ancak biz ülkemizde resmi olarak faaliyet göstermesi yönünde bir beklenti içerisinde girdik. Amazon’un Türkiye’de faaliyet gösterecek olması elbette bazı rakiplerini doğrudan etkileyecek, bundan dolayı ülke ekonomisine katkı mı yoksa zarar mı vereceği de konuşulan konular arasında yer alıyor. Hepsiburada, N11 ve Gittigidiyor gibi online alışveriş siteleri küresel ölçekte bir rakip ile yüzleşmeye hazırlar mı?
Teknoloji tabanlı sektörlerin ülkemizde hareketlenmesi büyük önem taşıyor. Sadece ithal ürünlerin değil, artık yerli firmalarımızın da ürettiği birçok ürün Türkiye’de ve dünyada satışa çıkıyor. Vatandaş olarak bakıldığında en önemli sorun döviz kurlarının çok yüksek olması ve cihazlardan alınan ek vergiler nedeniyle ürün fiyatlarının aşırı artması. Ünlü markaların amiral gemisi telefonları 5.000 TL bandında yer alıyor. Alınan vergiler ve döviz kuru, alım gücü üzerinden hesaplandığında bir ürünü Türkiye’de yaklaşık 5 veya 6 kat daha pahalı hale getiriyor. İki basit örnekle daha akılda kalıcı olmasını sağlayalım: iPhone X baz modeli Amerika’da 999 dolardan satışa çıkmış durumda. Amerikada’da aylık asgari ücret eyaletlere göre farklılık gösterse de ortalama 1.500 dolar diyebiliriz. Özetle, bir asgari ücretle bu telefon modelinden 1.5 adet alabiliyoruz. Türkiye’de ise bu modelin baz fiyatı 5.250 TL civarında. Bu da fiyat olarak dört asgari ücretin biraz üstünde konumlanıyor demek. Bir başka örnek de otomobil piyasasından verelim. Toyota’nın Corollo Sedan baz modeli Amerika’da 18.600 dolardan başlarken, Türkiye’de 75.000 TL’den başlıyor. Bu örnekte aracın Türkiye’deki fiyatının tam olarak kur fiyatı ile aynı olduğu dikkat çekebilir ancak alım gücü üzerinden hesaplandığında Amerika’da bir asgari ücretli bu aracı yaklaşık 13 ayda; Türkiye’de ise bir asgari ücretli yaklaşık 47 ayda alabiliyor.
Peki bu işin çözümü nedir? Daha ucuza elektronik eşya alıp ucuz ama kaliteli otomobillere binemeyecek miyiz? Yakın zaman için bu sorunun cevabı maalesef olumsuz. Orta vadede ise bazı koşulların gerçekleşmesi durumunda umut var. Küresel bir savaşın çıkmaması, komşu ülkelerde milletimize karşı gerçekleştirilen terör faaliyetlerinin sona ermesi, siyasi istikrarın sağlanması, yerli yatırımların artması, eğitimin daha nitelikli hale gelmesi ve fırsat eşitliği kapsamında eğitim imkanlarına kolay ulaşılabilir olması, daha etkili bir mali politika, teknolojiye yapılan yatırımlara ağırlık verilmesi, milli savunma sanayimizin yakaladığı ivmeyi devam ettirebilmesi… Bunların hepsi tek tek değil, birlikte gerçekleşmeye başladığında ülkemiz açısından müspet gelişmelerden bahsedebiliyor olacağız. Birey olarak müsriflik düzeyinde aşırı harcamadan kaçınmalı ve küçük ölçekli de olsa sahip olduğumuz sermayeyi yatırıma dönüştürebilmeli; devlet seviyesinde ise yoksulluğa ve yolsuzluğa karşı etkin bir politika izlemeliyiz. Bazen değişimin makro boyuta taşınması için mikro düzeyde hamle yapmak gerekebilir. Burada iş hepimize, yani tüm vatandaşlara düşüyor. İsraftan kaçınacak, ülkemiz için elimizden gelenin en iyisini yapacağız. Özellikle yerli ürünlere ağırlık vermeli ve ithal ürünlerden kaçınmalıyız. Eğer alacağınız ürün veya hizmetin ulusal firmalar tarafından yeteri kadar kaliteli sunulmadığını düşünüyorsanız, o sektörde yatırım yapmak ve alanınızda en iyisi olmak için bir fırsat çıkmış demektir…
Etiketler: Amazon » CD Media Turkey » Erkut Altındağ » Nintendo » teknoloji piyasasıİLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
01 Ekim 2024 Köşe Yazıları
01 Aralık 2023 Köşe Yazıları
01 Ağustos 2023 Köşe Yazıları
01 Ekim 2022 Köşe Yazıları