logo

2. Saros Ekonomi Zirvesi Enez’de Gerçekleşti

Edirne İş İnsanları Derneği ve Ekonomi Gazetecileri Derneği işbirliğinde “Türkiye Ekonomiyi Konuşuyor” etkinlikleri kapsamında, Saros Ekonomisi Zirvesi’nin ikincisi 29-31 Ekim 2021 tarihleri arasında Enez’de düzenlendi. Zirveye Enez Kaymakamı Şükrü Alperen Göktaş, Keşan Belediye Başkanı Mustafa Helvacıoğlu, Enez Belediye Başkanı Özkan Günenç, Edirne Ticaret Sanayi Odası Başkanı Recep Zıpkınkurt, Edirne İş İnsanları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hakan İnci, Ekonomi Gazetecileri Derneği üyeleri ve basın mensupları katıldı. Zirvede Saros Bölgesi’nin tarım, turizm ve ekonomi alanlarındaki sorunları ve çözüm önerileri konuşuldu.

Etkinliğin açılış konuşmasını Edirne İş İnsanları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hakan İnci gerçekleştirdi. İnci, 2’incisi gerçekleştirilen Saros Ekonomi Zirvesi’ni geleneksel hale getirmeyi hedeflediklerini ifade ederek “Edirne İş İnsanları Derneği olarak 2.Saros Ekonomi Zirvesi’ni gerçekleştiriyoruz. Toplantımızın tarım ve turizm olmak üzere iki amacı var. Bunlarla ilgili analiz yapacağız. Düzenlediğimiz toplantıları geleneksel hale getirmek istiyoruz. İki yıl sonra toplantıyı gerçekleştirmek için dernek olarak düzenlediğimiz kurulda tavsiye kararı almayı düşünüyoruz” dedi.

“Sonraki Nesillere Daha Düzenli Enez Bırakmak”

Enez’in turizm alanında hızlı adımlar attığını ifade eden Enez Belediye Başkanı Özkan Günenç, kontrolsüz büyümeye karşı olduklarını söyledi. Günenç “Enez şu anda turizm alanında çok hızlı gelişim sağlamakta. Bu bizi hem mutlu ediyor hem de bizlerde endişeler oluşturuyor. Biz Enez’in kontrolsüz büyümesine çok karşıyız. Bizden sonraki nesillere daha düzenli Enez bırakmak düşüncesiyle buradaki çalışmalarımıza devam ediyoruz. Yıllardır süregelen Enez-Keşan yolu problemimiz var, merkezi hükümetten bu problemin bir an önce çözüme kavuşturulmasını bekliyoruz. Edirne Valimiz Ekrem Canalp’in önderliğinde yapılan Enez Gümrük Kapısı ilk defa Edirne’de deniz gümrük kapısı olarak yapılıyor. Enez Gümrük Kapısı, Enez’in gelişmesinde ciddi yer teşkil edecek. Açıldığı gün Enez turizminin çok daha hızlanacağını düşüyoruz” dedi.

“Keşan-Enez Bir Bütündür”

Keşan Belediye Başkanı Mustafa Helvacıoğlu, Keşan’ın eksikliklerini tamamlamak için taşın altına elini koyduğunu belirtti. Helvacıoğlu “Güney Edirne’nin Hamzadere Bölgesi adı altında Enez, İpsala, Keşan bölgesiyle buluştuğu bir yerdeyiz. 70 km uzunluğunda sahilimiz var. Otel ve yatak sayımız düşük, altyapımız çok eksik. Enez-Keşan yoluna ihtiyacımız var. 2022 yılı yatırım planına aldırmak için çalışmalarımız sürüyor, başaracağız. Gümrüğümüz hayırlı olacak, daha verimli olması yetmeyecek oranın çalıştırılması da çok önemli. Yapmak kadar sürdürebilirlik de çok önemli. Asfalt belediyeciliğini bıraktık. Her türlü belediyeciliği yapmaya çalıştık. Kimseye rakip partiden demedim hep beraber Edirne bizim, ülke bizim dedik. Hep beraber çalışmaya büyümeye ant içtik, gönül verdik. Keşan-Enez bir bütündür” dedi.

“Bu Bölgenin Çok Fazla Potansiyeli Var”

Birlik ve beraberlik vurgusu da yapan Helvacıoğlu “Bölgenin ve Saros Körfezi’nin daha güzel yarınlara kavuşması için her konuda elele vermek gerekiyor. Bölgenin sadece turizm değil tarım ve ticaret alanında da gelişmelere sahne olacağına inanıyorum. Dijital döneme de hazırlık yapmamız gerekiyor. İstihdamda, gelişmede, küresel ısınmada hesaplar yapmamız gerekiyor. Bizler bu bölgeyi gerek bölgesel anlamda, gerekse ticaret, turizm, tarım alanında kalkındırmak için beraberliğimizi daha da arttırmamız gerektiğine inanıyorum. Bu bölgenin çok fazla potansiyeli var. Coğrafya, tarım, ticaret, turizm, yurtdışı yakınlığı vs. herşey var. Bunların hepsi birer fırsattır. Bunları değerlendirmeliyiz. Saros’da bir doğalgaz hattı yapılıyor. Ama bu korkulan bir iş olmayacak, kimsenin endişesi olmasın. Saros’da balık üretiminden spor tesisine kadar 12 ay 24 saat çalışabilecek bir potansiyel var. Doğalgaz geldiğinde buranın çekim gücü artacak. Yollar yapılınca daha da hızlanacak. Yollarımızı zenginleştireceğiz, turizme kavuşacağız” dedi.

“Bürokrasi Daha Fazla İlgi Göstermeli”

Bürokrasinin her yere yetişemediğini söyleyen Helvacıoğlu “Edirne’nin hızlı trenini, markalarını, ciğerini, peynirini, Saros’un güzelliklerini, çevresini, kirazını, İpsala’nın pirincini fırsata çevirmeliyiz. Markalaşmaya önem vermeliyiz. Bir ürüne etiket koyulunca fiyat iki kat artıyor. Gıda enflasyonu var dünyada. Bunu göz önünde bulundurarak balıktan pirince kadar her türlü alternatif ürünlere geçmemiz, tarıma yönelmemiz gerekiyor. Balığından, balından, dalış turizmine kadar birçok zenginliği var. 70 km’lik sahilimizin ciddi eksiklikleri var. Saros’un bugünkü sorunlarından biri de alan yönetiminin tek olmamasından kaynaklıdır. Yani Saros Belediyesi olmayacaksa bizim Keşan, Enez Belediyesi, Valiliğimiz, muhtarlarımız, derneklerimiz, İl Özel İdaremiz, ticaret odaları olarak alan yönetiminde yönetim kurulu oluşturmamız lazım. Aynı anda beraber yürümemiz lazım. Çok zengin bir bölgemiz var, sorunlarımız da var. Bölgenin incisi Saros’u dağınık yapısından kurtarmamız gerekiyor” dedi.

“Buranın ‘İnsanı Meşhur”

Enez Kaymakamı Şükrü Alperen Göktaş, bölgedeki insanların ve bürokratların mevzu bahis Edirne olunca bir masada toplanabildiklerini vurgulayarak gözlemlerini anlattı. Göktaş “Ben Karadenizliyim ve memleketime gittiğim zaman ‘Enez’in nesi meşhur?’ diye soranlara tüm samimiyetimle ‘İnsanı meşhur’ diyorum. Bizim çeltiğimiz, Gala Gölümüz, plajlarımız, türbemiz var tarım, turizm, ekonomi alanında çok zenginiz. Bunu Gaziantep’te, Kayseri’de de görüyorsunuz. Ama insanı meşhur kavramı gerçekten altının doldurulması gereken bir kavram. Ben Trakya’da bunu gördüm. Mevzu bahis Edirne, Enez, Saros’un kalkınması olunca herkes bir masa etrafında toplanabiliyor” dedi. Edirne’nin kendi kendine yetebilmesi için önemli adımlar attıklarını söyleyen Göktaş “Edirne’mizin diğer bir şansı da Edirne Valimiz Ekrem Canalp’tir. Çünkü Valimiz yaptığı ilk toplantıda biz kaymakamlara, ‘Arkadaşlar, ben de genç bir kaymakamdım. Sizden tek ricam lütfen sorumluluk alın, çalışın, hata yapmaktan korkmayın’ şeklinde öğüdü oldu. Çalışan insan hata yapar, bir insan hata yapmıyorsa, çalışmıyordur. Özellik Edirne olarak kendi kendine yetebilen bir şehir olabilme yönünde çok önemli adımlar attık. Gümrük kapımız şu anda inşaat aşamasında ve yaklaşık maliyeti 8 milyon civarında. 8 Milyon TL, Türkiye Cumhuriyeti için çok önemli bir para değil belki ama geçmiş olduğumuz ekonomik skaladan dolayı Ankara’dan 1 TL bile almadan, biz Edirne’de yerel kaynaklarımızla bu projeyi hayata geçiriyoruz” dedi.

“Yetkiler, Yerel Belediyelere Verilsin”

İl Özel İdarelerinin kapatılması durumunda yetkilerin yerel yönetimlere verilmesi gerektiğini de vurgulayan Göktaş “Bazı şehirlerde il özel idareleri kaldırıldı. Örneğin, bunlardan birisi Muğla’dır. Yarın bir gün belki Edirne de büyük şehre ya da bütün şehre geçecek. Yetkiler, Edirne Büyükşehir Başkanlığı’na verilecek. Vatandaşımız bize bazen 10 metrekare taş istiyorum diyor. Biz bunu, belediyeler ve kaymakamlar olarak karşılamaya çalışıyoruz. Şimdi siz köyleri mahalle statüsüne çevirerek, Edirne Belediyesi’nin bir mahallesi yaparsanız 180 kilometre öteden bir birimin hizmeti buraya getirmesinin maliyeti ne olur? Eğer hukuki devrim yapılacaksa, il özel idareleri kapatılacaksa ben şunu istirham ediyorum. Bu yetkiler, yerel belediyelere verilsin. Keşan’ın bir mahallesine, köyüne hizmeti başkanım götürsün. Hesabını da o versin. Edirne Belediyesi 200 kilometre ötede bir mahalli birime hizmet götüremez. Önümüzdeki on yıllarda bu konu gündeme gelecektir” dedi.

“Trakya’nın Esas Problemi Yaşlı Tarım Nüfusudur”

2. Saros Ekonomi Zirvesi’nde tarım paneli Ekonomi Yazarı Gazeteci Çetin Ünsalan’ın moderatörlüğünde gerçekleştirildi. Panele Trakya Üniversitesi (TÜ) Genetik ve Biyomühendislik Bölümü Başkanı ve Bitki Islahı Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Yalçın Kaya konuşmacı olarak katıldı. Kaya, ürün çeşitliliğinin gerektiğini fakat üretici nüfusunun yaşlı olduğunu söyleyerek “Pandemide gıdanın çok önemli olduğunu gördük. Edirne’nin tarım potansiyeli var. Avantajlarımızı çok iyi kullanmamız lazım. Tarımsal anlamda çok daha değişik konseptlere geçmemiz lazım. Şu anda Trakya’nın esas problemi yaşlı tarım nüfusudur. Yeni ürün çeşitleri lazım ama Trakya Bölgesi’nde 800’e yakın köy var ve bu köylerdeki en genç insan 50 yaşında. Ürünü çeşitlendirmek demek meyve, sebze vs. üretmek demek. Trakya topraklarının yüzde 14’ü de sınırlara ve yollara gidiyor. Edirne ayçiçeğinin de başkentidir. Bizim tarımda mutlaka ürünlerimizi çeşitlendirmemiz lazım. Ama artan maliyetler karşısında tarlalardan elde edilen ürün maliyeti de arttı” dedi.

Kaya’dan Su Vurgusu

Kurulan sanayi bölgelerinin suyu çektiğini ifade eden Kaya, suyun önemine vurgu yaptı. Kaya “Trakya’da yüzde 70 oranlarında işlenebilir arazi var. Bu oran, en verimli en geniş bölge demektir. Çeltik üretiminde aslında akan suyu ne kadar değerlendirirseniz o kadar fazla verim elde edersiniz. Çeltiğin yüzde 70 maliyeti sudur. Ülke olarak yeraltı suları, geleceğe bırakacağımız en değerli mirastır. Sanayi ise yer altını pompayla çekmek demektir. Trakya’nın 700 bin dekar civarında sulanabilir sahası var. Su hayattır. Sebze üreteceksek su olmadan olmaz. Sanayi, suyu ve alanları çekiyor. Artezyen açmaya izin verilmeli ama ne kadar kullanıldığını denetlemek lazım. Çiftçinin ‘İstersem şu tohumu kullanırım, istersem şu kadar ekerim’ dememesi lazım. Bizim esas kaynağımız yer altı rezervuarlarımızı dediğimiz kaynaklardır. Daha önceden 5 metreden su çıkıyordu şu an 60 metreden elde ettik suyu. Bizim artık daha az su kullanan bitkileri üretmemiz lazım. Ayçiçeği az su kullanılır, daha az işçilik gerektirir. Mümkün mertebede üretim desenini değiştirmemiz lazım. Daha az su kullanan ürünler yetiştirmemiz planları ona göre yapmamız lazım” dedi.

“Devlet Aklının Çiftçiyi Yönlendirmesi Lazım”

Devlet aklının çiftçiyi ürün çeşitliliği ve üretim modelleri alanında yönlendirmesi gerektiğini vurgulayan Kaya “Tarımda bir politika uygulanacaksa ilk önce Trakya’dan bahsedilmeli. Tarım raporu bu bölgede en son 2013 yılında yapılmış. Yaklaşık 10 yıldır envanter düzenlenmemiş. Tarım Bakanlığı’nın oluşturduğu bir envanter mevcut. Fakat diğer yandan devlet aklının çiftçiyi yönlendirmesi lazım. Ne kadar ne üretilmeli ortaya konulup fiyatların da ona göre belirlenmesi gerekiyor” dedi.

“Köylerde Sınır Kavgası Var”

Köylerdeki sınır kavgalarına da değinen Kaya “Bazı alışkanlıklarımızı değiştirmemiz lazım. Trakya topraklarının yüzde 14’ü sınırlara ve yollara gidiyor. Köylerde sınır kavgası vardır. Sınır aslında Türkiye tarımına en büyük ihanettir. Sınır olsun ama iple, telle, kazıkla sınır çekilsin. Bu zor bir şey değil” diyerek alışkanlıkların değiştirilmesi gerektiğini belirtti.

“Maliyetleri Düşürmek Lazım”

Tarımsal turizm, markalaşma ve maliyet sorunlarını da yorumlayan Kaya “Artık Türkiye’de ucuz et şansımız hiç yok. Trakya’daki arazilerin yüzde 75 işlenebilirse yüzde 25’i de meradır. Ama hayvan varlığı açısından her ne kadar en kaliteli eti üretiyorsak olsak da hayvan varlığımız da giderek düşüyor. Edirne peynirin de esas zenginliği keçi ve koyun sütünden oluşuyor. Fakat Edirne’de keçi ve koyun kalmadı, Ezine’ye kaptırdık. Konsept değiştirmemiz lazım. Şu an en büyük maliyet çoban maliyetidir. Birincisi genç nüfusu buraya getirmek için maliyetleri düşürmemiz gerekiyor, kooperatifler, birlikler kurmamız gerekiyor. Lisanslı depoculuğa ürünleri teslim etmek, ilave ekipman almamak lazım, havuzdan kullanmak lazım. Meraların etrafını çevirdiğiniz zaman ucuz et yenir. Küçük çiftçi büyüdüğü zaman ekmek beş katı fiyata yenir. Aile işletmeciliği, aile esnaflığı olacak ki bu ülke kazanacak. Holdinglere vs. tarlaları sattırmamak için maliyetleri düşürmek lazım. Ayrıca tarımsal turizmi de canlandırmak gerekiyor” dedi.

“Üretici Birlikleri Aktif Çalıştırılmalı”

Kaya “Model üretici birlikleri oluşturulmalıdır. Mesela tahıl üreticileri birliğinin lisanslı deposu olacak ve üretici malını oraya teslim edecek. Lisanslı depoyu özel sektör kursa bile devlet denetleme görevini yapacak sadece. Lisanslı depolar kurulmalı ve sanayiciler ürünleri depodan almalıdır. Tarımın gerçek sahibi çiftçi ve üretici birlikleri olması lazım. Devlet denetleyici ve yönlendirici olması lazım. Kırsal kesimi Türkiye’de tutmamız lazım. Mesele market açmak değil elde ettiği arttırmak, aracıları kaldırmak meselesidir. Üretici birlikleri aktif çalıştırılmalı. Arazilerin toplulaştırılması lazım. Kırsaldan kaçmaları önlemek için tarım sigortalarını genişletmek lazım” dedi.

“Saros turizmi ‘Zirve’de. Deniz Sınır Kapısı, Enez’i canlandıracak”

2. Saros Ekonomi Zirvesi’nde bölgedeki turizm konuşuldu. Ekonomi Gazetecileri Derneği Başkanı Ekonomi Yazarı Celal Toprak’ın moderatörlüğünü yaptığı panele konuşmacı olarak Edirne Ticaret ve Sanayi Odası (ETSO) Başkanı Recep Zıpkınkurt katıldı. Enez’de yapımı başlatılan gümrük limanının önemine değinen Zıpkınkurt “Edirne’de üç sınır kapımız var ve her gün 7 bin civarında yabancı turist geliyor. Bu sayı hafta sonu 9-10 bin kişiye çıkıyor. Gelen turistlerin çoğu Bulgar ve Yunan ağırlıklı oluyor. Bu anlamda deniz ticareti ve gümrük kapımızın çok önemli olduğuna inanıyorum. Uzun yıllarda da hep hayal ettiğimiz bir şeydi. Enez’de hep Dedeağaç’a bir feribotla gidebilmek isterdim. İş insanlarıyla da bunu ticari olarak yapabilir miyiz diye konuşuyorduk. Ama vizyoner bir Vali Edirne’ye geldi ve hayallerimizi gerçekleştirdi. Deniz gümrük kapısının Enez’e katma değer kazandıracağına inanıyorum. Çünkü hem Enez’de biraz daha turizm kalitesi yükselecek ve daha zengin turist gelecek. Teknesi olan turistler Enez limanına gelip buradaki otellerde konaklayacak. Buradan da Dedeağaç’a geçecek. Ciddi bir turizm sirkülâsyonu olacak. Çok kıymetli ve değerli buluyorum” dedi.

“Yerel Yöneticilerin Acil Çözüm Bulması Lazım”

Saros Bölgesi’ne yaz aylarında gelen günübirlik tatilcilere de değinen Zıpkınkurt “Benim yazlığım da Saros’da fakat yazlığıma gidemez durumdayım. Tabii ki yerli yabancı turistleri ağırlamak çok önemli, esnafımız iş yapsın. Ama ortak akıl üretebilmeliyiz. Saros’ a gelen insanlar arabasına kumanyasını alıp yoldan meyve alıp sahilde bu ürünleri tüketen insanlar. Bu insanlar esnaftan herhangi bir şey almıyor. Kumanyasını yanında getiriyor ve burada otele gelen veya ev yatırımı yapan insanların rahatını kaçırıyor. Dolayısıyla bizim bunlara çözüm bulmamız lazım. 70 km. sahil alanımız var. Saros, Enez’den başlayıp Korudağı’na kadar gidiyor. Bu ülkede çok güzel bir sahilimiz var. Bu sahillere soyunma kabinleri, tuvaletler, duşlar yapalım. Yazlıkçıların veya otellerin içine günübirlikçileri sokmayalım. Onlar ayrı bir yerde konaklasınlar. Çalışmalar yapmak lazım. Buradaki yatırımların daha değerli olması lazım. Gelen yazlıkçılar, var olan yazlıkların değerini düşürüyor, huzursuzluk yaratabiliyorlar. Günübirlikçi ve yazlıkçı, turizmcileri ayırmadığımız sürece Saros bölgesinin kalkınması mümkün değil. 15 yıldan beri aynı şeyleri söylüyorum. Yerel yöneticilerin acil çözüm bulması lazım, başka şans yok. Dünyada örnekleri var. Bu örnekleri ticaret odaları ve belediyelerle paylaşıp, proje yapmayı önerdim. Mecidiye sahilinde bir tane tuvalet, duş kabini vs. yok. Bu konuda proje hazırlanırsa destekçi oluruz” dedi.

“Çarpıklık Var Ama Ana Omurga Sağlam”

Edirne İş İnsanları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hakan İnci, Enez’e gelen misafirlerin para harcayabileceği alanların olmadığını söyleyerek “Ben 17 yaşımda Enez’e geldim. Şu an 48 yaşındayım ve 31 yıllık hayatımın 3 aylık sürecini burada geçirdim. Saros sahili çok uzun bir şerit. Diğer bölgelere nispeten planlı bir yapılaşmamız da var. Çarpıklıklar var ama yine de ana omurgası sağlam. Sadece deniz değil ciddi orman kapasitemiz de var. Enez’de de ormanlık alanlar korunuyor. Bunların dışında ciddi tarihi geçmişimiz var. Burada 10 bin yıllık bir geçmiş var. Restorasyonu bitmek üzere olan Küçük Ayasofya dediğimiz camii var. Zayıf yanlarımız da var. Hayatın yaşayışına dair bir planlamamız yok. Günübirlikçileri, çadırları ne yapmalıyız, yazlıkçılara nasıl bir model önermeliyiz? Gerçekten para harcamak için gelen paralı turistlere nasıl bir alternatif sunmalıyız? Bu bölgede Erikli de dâhil ‘Günde 5 bin harcayacağım’ diyen aileye verebileceğimiz bir alternatif yok. Harcatamıyoruz çünkü öyle bir yatırımımız yok. Şuan itibariyle de öyle bir hedefimiz de yok. Bunlar bizim zayıf yanlarımız. Altyapıda eksikliklerimiz var. Belediyelerin gücü yetmiyor. Diğer yandan Sayın Valimizin öncülüğünde yerel kaynaklarla tamamlanacak olan gümrük limanı çalışması var. Bu çalışmalara ek olarak özel sektörün de yapması gereken şeyler var” dedi.

“Personel Bulamıyoruz”

Bölgede yaşayan vatandaşların Enez sahiline gitmediğini de dile getiren İnci “Gümrük kapısı Enez’i yakın gelecekte yükseltebilir. Marka kuruluşlarının yaz aylarında Enez’e gelmesi lazım. Biz İnci ailesi olarak 30 yıldır burada yeldeğirmenlerine karşı savaşıyoruz. Enez 30 yılda çok değişti ama beklenen bir gelişme olmadı. Enez merkezdeki insanlar sahil kesimiyle bütünleşmedi. Maalesef müşteri portföyü hep dışarıdan gelenler. Bugün Enez’de yaşayanlar gidip sahile yemek yemiyorlar. Kış aylarında buradaki işletmelerin yaşaması lazım ki hizmet kalitesi korunsun. Her geçen gün hizmet kalitesi düşüyor. Turizm denilen şey ise tamamen hizmetle ilgili bir şey. Ara eleman eksikliği çok yüksek. Personel bulamıyoruz. Turizm kalkınması için önerim kesinlikle yereldeki gençleri eğitip istihdam etmeliyiz. Model oluşturup dışarıdan ara elaman aramamamız lazım. Yeri geliyor kendimiz oda düzenliyoruz. Saros’un geleceğinden umutluyuz. Pandemiden sonra ciddi bir şekilde yazlık talebi var. Hep İstanbul merkezli satışlarımız var. Gelenler ciddi paralarla yazlık aldıkları için aslında para anlamında da potansiyelleri var. Bunu iyi değerlendirmek gerekiyor” dedi.

Etiketler: » » »
Share
1756 Kez Görüntülendi.