Hatay Mutfağı’nın Önemine Dikkat Çekildi

Hatay Dayanışma Derneği Başkanı Fahir Semir Abacı tarafından organize edilen “Tennurden Diste” belgeselini izlemek, Hatay mutfağının tarihi kültürüne dikkat çekmek ve depremden sonra yeni yapılaşmada Hatay il ve ilçelerinde Hatay mutfağına uygun gastronomi sokaklarının planlanıp hayata geçirilmeleri için dikkat çekmeyi amaçlayan etkinlik 18 Mart 2024 tarihinde gerçekleşti.

Hatay Dayanışma Derneği Başkanı Fahir Semir Abacı etkinliğin açılış konuşmasında “Burada bulunan; MKÜ Öğretim Üyesi değerli Prof. Dr. Sedat Cereci’ye, değerli basın mensuplarına, değerli gastronomi yazarlarına, değerli hocalarıma, değerli Hatay mutfağını yaşatan restoran sahiplerine pastahanecilerine ve yöresel ürün üreticilerine, bu etkinliği birlikte organize ettiğimiz ve benimde üyesi olduğum değerli GTD İstanbul Gastronomi Turizmi Derneği Başkanı Gürkan Boztepe’ye, ‘Antakya Mutfağı’ ve ‘Sokak Lezzetleri’ kitaplarının yazarı Mehmet Tanrıverdi’ye, ‘MU’ kitabında mutfak şiirlerine yer veren üyemiz şair Nisa Leyla’ya, ‘Mınınna’ isimli romanıyla Hatay mutfağının olmazsa olmazı ‘Keşkeği’ konu alan Özge Doğar’a ve siz değerli konuklara katılımınızdan dolayı teşekkür ederken Hatay Dayanışma Derneği yönetimi adına tekrar bütün konuklara hoş geldiniz diyorum.

Hatay, Türkiye’nin güneyinde bulunan bir ildir. Tarihi oldukça zengin ve çeşitlidir. Antik çağlarda birçok medeniyetin izlerini taşır. Özellikle Antakya şehri tarihiyle ön plana çıkar. Antik Roma döneminde Antiokhia olarak bilinen Antakya, tarihi boyunca Roma imparatorluğu, Bizans imparatorluğu, Emevi ve Abbasi halifelikleri, Selçuklu imparatorluğu ve Osmanlı imparatorluğu gibi birçok medeniyetin hüküm sürdüğü bir merkez olmuştur. Bu bölge aynı zamanda tarihi ipek yolunun bir parçası olarak önemli ticaret yollarını barındırmıştır. Hatay, Fransa mandası altında olan bir bölge iken, Mustafa Kemal Atatürk’ün diplomasideki başarısı ile 1939 yılında Türkiye’ye katılmıştır.

Bu nedenle Hatay’ın tarihi kültürel ve dilsel olarak çeşitli etkileşimlere sahiptir. Tarihi ve kültürel zenginlikleri ile bilinen bir turistik destinasyondur Hatay. Bu saydığımız medeniyetlerin bu topraklarda bıraktıkları mutfak kültürü bu imparatorluklar yok olunca kaybolmadı. Hatta her yüz, yüz elli yılda bir yaşanan depremler de mutfak kültürünü yok edememiş ve bu mutfak tarihin bize bıraktığı en değerli miras olmuştur. Onca depreme rağmen yaklaşık 600 çeşit yemeğin kaydedildiği Hatay mutfağı zenginliğini korumuş ve korumaya devam edecektir. İzlediğimiz belgeselde de bu çeşitliğe bu zenginliğe şahit olduk.

6 Şubat 2023 tarihli deprem sonrası bu güzelim mutfağın ayakta kalması için üreticilerin, esnafın maddi ve manevi desteğe ihtiyacı var. Yeniden yapılanması planlanan Hatay il merkezi ve ilçelerinde belediyeler ‘Gastronomi Sokaklarını’ hayata geçirmede planlarının ilk sırasına koymaları çağrısı yapıyoruz. Bu konuları içeren talepler Hatay il merkezi ve ilçelerine seçimlerden sonra gidilerek Belediye Başkanlarına Hatay Dayanışma Derneği, Gastronomi Turizmi Derneği ve MKÜ öğretim üyesi Prof. Sedat Cereci imzalı tavsiye mektubumuzu takdim edip konunun takipçisi olacağımızı anlatacağız” dedi.

Etkinlikte MKÜ öğretim üyesi Prof. Dr. Sedat Cereci’nin büyük bir titizlikle hazırladığı “Tennurden Diste”, yani “Tandırdan Kazana” isimli belgesel gösterildi. Belgesel, bu mutfağın Sümerlerden günümüze kadar taşıdığı tarihi kültüre dair bilgiler verdi.

Diğer katılımcıların söz almasıyla devam eden söyleşi Prof. Dr. Sedat Cereci ve GTD Başkanı Marka doktoru Gürkan Boztepe’ye Hatay Dayanışma Derneği yönetimi tarafından hazırlanan teşekkür belgeleri takdimi ile iftar saatinde son buldu.

Antakya’dan gelen yöresel lezzetlere, İstanbul’daki Hatay Mutfağını yaşatan restoranlarımızdan gelen yemekler konuklara iftar saatinde ikram edildi. Çorba, peynir çeşitleri, babağannuc, haydari, tuzlu yoğurt, humus, yaprak sarma, İçli köfte, kaytaz, lahmacun, biberli ekmek, kömbe, kabak tatlısı ve künefe ikramları büyük beğeni topladı.