Son Dakika
Depremin ardından Tsunami felaketi ile boğuşan Japon halkı, Daiichi Nükleer Santrali’nden gelen haberle radyoaktif sızıntı nedeniyle tam bir kâbus görmeye başladı. Kameralar tarafından canlı olarak kaydedilen ve birçok yerleşim merkezini yerle bir eden Tsunami görüntüleri insanlık tarihinin yaşadığı en dehşet verici anlardan biriydi. Adeta filmlerdeki görsel efektlere benzeyen bir kurgu ile canlı yayınlanan Tsunami, birkaç saat sonra nükleer reaktörden gelen haberler ile birlikte önem derecesini yitirdi, temel kaygı noktası olmaktan uzaklaştı. Şimdi ise Japonya’yı ve dünyayı bekleyen daha büyük bir tehlike söz konusu: Nükleer Kirlilik. Hava yoluyla taşının radyasyonlu partiküller çeşitli hava akımları ile atmosferde dolaşarak kapımızın önüne kadar gelebilir. Her ne kadar ilk andaki etkisini yitirse de, uygun koşullarda hızlı bir şekilde dünyaya yayılan radyasyon miktarı belirli bölgelere yüksek zarar verebilir. Nükleer santrallerin kuruluşu ve işletilmesi konusundaki çekincelerin Japonya’daki deprem sonrasında arttığını ve enerji kaynakları konusunda dünyanın yeni bir yapılanmaya gitmesi gerekeceği çok açık.
Büyük umutlarla haber beklediğimiz Erketürk’ün Erke Dönergeci’nde de hiçbir haber yok. Hatırlayacağımız üzere Erke Dönergeci, fizik kurallarını kökten sarsacak bir buluş olarak ortaya çıkmıştı. Aslında ortaya çıkan somut bir şey yoktu, şatafatlı bir basın toplantısı, birkaç tane de sınırsız enerji ile ilgili sunum hepimizi etkilemişti. Böyle bir buluşun gerçek olabileceği ihtimali, Türkiye’nin yakın gelecekte nasıl bir rol üstleneceği ile ilgili olarak hayal dünyamızda imgeler oluşturmuştu. Firmanın basın bültenlerinde patentin alındığından bahsediliyor ancak bu patentin sınırsız enerji üreten bir cihaza mı yoksa piyasa değeri olmayan bir mekanik oyuncağa mı ait olduğunu bilemiyoruz. Erketürk’ün çalışmalarını Vestel ve teknoloji şirketleriyle gizli olarak paylaştığı ile ilgili olarak çeşitli duyumlar gelse de herhangi bir somut delil olmadığı için bu basın aracılığı ile gündeme getirilemiyor. Nükleer santrallerin de kullanımının kısıtlanması durumunda alternatif enerji kaynaklarına büyük ihtiyaç duyulacak. Erketürk firması gerçekten böyle bir cihaz üretmişse, hiçbir enerji kaynağı ile kıyaslanamayacak bir cihazın patentini almışsa, bunu ticari olarak ortaya çıkarmanın tam zamanı gelmiş demektir. Aksi bir durumda ise bir toplumu işe yaramayan bir icat ile oyaladıkları için tüm vicdanı sorumluluğu üstlenmek zorunda kalacaklardır. Gerçi bu cihazın patent ile üretimi sağlanacaksa yeni bir dünya savaşı için çok geçerli bir sebep de ortaya çıkmış demektir.
Dünyayı yok ediyoruz, çevreyi kirletiyoruz, hayvan ve bitki türlerinin yok olmasına sebep oluyoruz. Radyoaktif bulutlar, insan sağlığına zararlı yağmurların yağmasına yol açıyor. Fok balıklarının başlarına kürekle vurarak öldürüyoruz, derilerini çıkartıyoruz ve onlardan kıyafet ya da aksesuar yapıyoruz. En nadide hayvan türlerini yasadışı olarak avlıyoruz. Daha da kötüsü, birbirimizi öldürmek için silah fabrikaları kuruyor, ölüm makineleri tasarlıyoruz. Nükleer bombalar imal edip onları bir gün kullanmak için depoya kaldırıyoruz. Nükleer gücün temelinde enerji üretmek mi yoksa daha etkili ölüm silahları üretmek mi yatıyor, bunun cevabını bilmiyoruz. Teknolojiyi o kadar acımasız bir şekilde kullanıyoruz ki, oyuncağa benzeyen patlamamış misket bombaları çocukların ölümüne yol açıyor. Aynı zamanda dünyanın en hain saldırı şeklini de insanoğlu geliştirdi: mayınlar! Tüm bu felaketlerin özel bir anlam ifade etmeyen olağan yeryüzü olayları gibi açıklanması en saf bilimsel gerçektir. Yine de hepimizin içinden bir ses şunu söylüyor: Dünyaya yaptıklarımızın karşılığını almanın zamanı mı geldi? Böyle düşünmeye başladığımızda, doğayı kirleten bir pet şişeyi yere attığımızda bunun kafamıza bir atom bombası olarak düşeceğini anlamamız kendi faydamıza olacaktır…
Etiketler: Daiichi Nükleer Santrali » Erkut Altındağ » Nükleer Kirlilik » TsunamiİLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
01 Ekim 2024 Köşe Yazıları
01 Aralık 2023 Köşe Yazıları
01 Ağustos 2023 Köşe Yazıları
01 Ekim 2022 Köşe Yazıları