Son Dakika
Vertiv’den Veri Merkezlerine Yeni Nesil Yönetim: Unify Platformu Tanıtıldı
UiPath, Test Cloud Platformu’nu Tanıttı
XPG, Yeni Nesil LEVANTE II 360’ı Tanıttı
Bulutistan ve Procenne Arasında Siber Güvenlik İşbirliği
Cengiz Eroldu, Yeniden OSD Yönetim Kurulu Başkanı Seçildi
İnform Estia Hybrid UPS, Kesintisiz ve Temiz Enerji Sunuyor
Yaşadığımız olaylar ve dünyadaki gelişmelerle ilgili muhakeme ederken, geçmiş tecrübelerimiz, aile kültürümüz ve sosyal yaşam tarzımız düşüncelerimizi doğrudan etkilemektedir. Bu sebeple sahip olduğumuz bakış açısı, tüketim alışkanlıklarımızı da doğrudan yönlendirici bir etkiye sahiptir. Örneğin bir ürünün en pahalısını veya en ucuzunu almayı tercih etmek arasında belirleyici olan unsur, geçmişte yaşadığımız olumlu veya olumsuz bir deneyim olabilir. Misal, Sony’nin pazarda çok güçlü olduğu dönemlerde bir çoğumuz “biraz daha” yüksek ücret ödeyip Sony marka elektronik cihaz almayı tercih ederdik. Walkman mi alınacak, Sony olsun! Video kamera mı düşünüyoruz, Sony olursa çok daha uzun yıllar dayanır! İşte bu ve buna benzer algılar alışveriş tercihlerimizi direkt olarak değiştirir. Bu sebeple şirketlerin müşterilerin algısını etkilemeye ve değiştirmeye yönelik çalışmaları her dönem olduğu gibi, artık farklı yöntemlerle farklılaşmaya da başlıyor. Misal, görsel sanatların ve internetin de gücünü kullanarak “arzu objeleri” üretmek ve bunları tüketici ile buluşturmak için inanılmaz teknikler icat ediliyor. Bunların bir kısmı çok başarılı olurken, bir kısmı ise uygulamadaki sorunlar sebebiyle heyecan verici bir fikir olmaktan öteye gidemiyor.
Milyonlarca lira yatırım yaptıktan sonra yanlış bir yapımcı firmaya reklam çektirmek veya dağıtım ağı için yanlış aracılarla çalışmak her şeyin boşa gitmesine sebep olabilir. Bu sebeple, tüm süreçlerde etkin ve verimli bir çalışma planlaması yapmak gerekiyor. Bunun için deneyimli ve vizyon yöneticilere, doğrudan yönetilmeye ihtiyacı olmayan sorumluluk sahibi çalışanlara ihtiyacınız olacak. Bütçenizin bu seviyedeki çalışanları şirkette tutabilecek düzeyde olması gerektiğini de hatırlatmamda fayda var. Her ne olursa olsun başarılı ürün ve hizmetlerin kendi reklamını yapıp ağızdan ağıza pazarlama ile tanındığını ve daha çok kişiye ulaştığını da belirtmeliyim. Ürettiğiniz her ne ise, yeteri kadar iyiyse kendi piyasasını oluşturuyor. Bunun için elbette arka planda özveri, yetenekli çalışanlar, Ar-Ge faaliyetleri ve sahip olunan patentler gibi onlarca sayıda unsur var. Hepsinin bir araya anlamlı bir şekilde gelmesi ile oluşan sinerji sayesinde kurumlar da yükselişe geçebiliyorlar.
O kadar çok sayıda yeni terim duyuyoruz ki, hepsini anlamlandırma çabamız bir yerde duruyor. Kuluçka merkezi, ekolojik inovasyon yuvası, kitlesel fonlama gibi estetik kavramlar etrafımızı sarmış durumda. İşin ilginç olan kısmı, bu kavramların kullanıldığı bazı kurumlarda bile içerikleri tam olarak bilinmiyor olması. “Yeni ise iyidir” mantığı ile hareket eden yönetim modelleri, kavramları veya iş modellerini adaptasyon sürecinden geçirmeden doğrudan uygulamaya çalışıyor. Sonuç genelde profesyonel anlamda başarısızlık ve hüsran olduğu için de gelecekteki yeni fırsatlara korku içerisinde yaklaşıldığı için kurumlar gerileme dönemine giriyor. Yeni girişimciler çok geniş bir tüketici grubu yerine daha dar bir alanda ve sınırlı sayıda müşteri üzerinde çalışıp, kişiselleştirilmiş ürün ve hizmet üretme üzerine taktik geliştiriyorlar.
Kısaca, başarılı bir şirket olmanın birçok boyutu olduğunu unutmamak gerekiyor. Ürün ve hizmetlerin üretimine kadar olan süreçte yer alan tüm aktörler, bu sürecin sonrasında devam eden pazarlama faaliyetleri ile değer kazanabiliyor. Diğer tarafta da, başarılı olmayan bir ürün ve hizmetin pazarlanma şansı da olmadığı için bu dengelerin çok iyi kurulması lazım. Üretim, pazarlama ve satış sonrası tüm faaliyetlerin müşterilerin bakış açısını da değiştirdi gerçeğini unutmadan hareket eden firmaların piyasada hep bir adım önce olduklarını biliyoruz. Bu basit formülü uygulamayı başaran kurumlar her zaman için büyük bir rekabet avantajına da sahip olacaklar. Diğer firmaları ise “bu ay kapanan şirketler listesi” haberleri içerisinde görmeye devam edeceğiz. Özellikle bugünlerde ayakta kalmayı başaran ve küresel pazarda hamle yapabilen Türk şirketlerine çok ihtiyacımız var…
Etiketler: bakış açısı » Erkut AltındağİLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
01 Ekim 2024 Köşe Yazıları
01 Aralık 2023 Köşe Yazıları
01 Ağustos 2023 Köşe Yazıları
01 Ekim 2022 Köşe Yazıları