Son Dakika
BJK SuperApp’in Lansmanı Gerçekleşti
Turkcell Mobil Uygulamasını Yeniledi
Siber Saldırılarda Sisteme Sızan Kötü Amaçlı Yazılımların Kullanımı Yüzde 168 Arttı
Yandex Reklam Tercihleri Araştırması’nın Sonuçları Belli Oldu
Özel Sanal Gerçeklik Müzesi Müzeverse Kapılarını Ziyaretçilere Açtı
Gastromasa Gastronomi Konferansı İstanbul’da Gerçekleşti
1961’den beri, 400’den fazla insan Dünya atmosferini aşıp uzaya çıktı. Artık Astronotlar uzaya çıkıp tekrar Dünya’ya dönmek yerine, uzay istasyonlarında Dünya’daki yaşamı daha iyi hale getirebilmek için çalışıyorlar ve gezegenimizin ötesindeki yaşamlar için araştırma yapıyorlar. Peki biz bugüne kadar yapılan uzay çalışmaları hakkında ne kadar bilgiye sahibiz?
Öncelikle her astronotun aldığı yoğun eğitimden biraz bahsedelim. Bir Uzay görevine çıkmadan önce alınması gereken bir çok önemli eğitim çalışması var. Fırlatma, uzay istasyonuna kenetlenme, uzay yürüyüşleri, uyduları yörüngeye oturtma, iniş ve acil durumda uygulanması gereken prosedürler gibi bir çok kritik aşama önceden planlanıp simülatörlerde test ediliyor. Kısaca, bir astronotun görev sırasında karşılaşabileceği her durum üzerinde çalışmalar yapılıyor. Bilgisayar programları ve sanal gerçeklik donanımı ile birlikte astronotlar uzaya çıkmadan mekiği tamir edebiliyor, uyduların montajını yapabiliyorlar. Aynı şekilde uzay yürüyüşleri için de en uygun ortamı oluşturan su altı yürüme çalışmaları yapılıyor. En önemli aşamalardan birisi, uzay mekiklerinin donanımlarının ve mekanik parçalarının kontrol edildiği bölüm. Mekanik aksamdaki en ufak bir hata, mekiğin infilak etmesine yol açabilir.
Örneğin Amerika’da birçok uzay uçuşunun merkezi durumundaki Kennedy Uzay Üssü’nde (KSC), Uluslararası Uzay İstasyonu’nun parçaları monte ediliyor ve uzay yolculuğuna hazırlanıyor. Çeşitli merkezlerden özel kargolarla gelen parçalar, burada özel testlerden geçirildikten sonra birbirlerine monte ediliyorlar. Uzay mekikleri, Dünya’da ilk olarak üretilip teknolojisi tekrar uçuş yapabilmeye elveren uzay araçlarıdır. Aynı zamanda bu mekikler, çeşitli uyduları uzaya çıkartabilir, onları yörüngeye yerleştirebilirler. Dünya’ya dönerken de bir uçak gibi iniş yapabilirler.
Nasa şu anda aktif olarak 3 uzay mekiği kullanıyor; Discovery, Atlantis ve Endeavour. Bu gemiler, en az 100 uçuş yapabilmeleri için tasarlanmışlar. 1979 yılında ilk olarak yörüngeye çıkan mekik de Columbia idi. (Bu mekik 2003 yılında tüm mürettebatıyla beraber infilak etti)
Mekikler temel olarak 3 bölümden oluşur: mürettebatı da taşıyan ana gemi, büyük bir harici yakıt deposu (ana motorlarla beraber) ve uçuşun ilk iki dakikasında mekiği uzaya çıkarmaya yardımcı olacak iki ek roket. Yaklaşık 8.5 dakika sonra da harici yakıt tankı mekikten ayrılır ve atmosferde yanarak yok olur. Astronotların uzayda, Dünya’da olduğundan daha farklı bir şekilde yaşamaları gerekiyor. Örneğin yiyecekleri özenle seçiliyor ve onlara enerji verecek özel gıdalar ve haplar üretiliyor. Bir astronotun sabah uyandığında ilk yapması gereken sırasıyla kişisel hijyen, kahvaltı, mekiğin temizliği ve yapılacak işlere hazırlanılmasıdır. Hemen ardından sonraki gün için astronotun bir kan örneği vermesi gerekiyor. Tekrar bir ön hazırlığın ardından, daha önceden planlanmış ve mekikle ilgili olan işleri tamamlama periyodu başlıyor. Bu, mekiğin parçalarının temizliği de olabilir, herhangi bir donanımının tamiri de. Ardından, Günlük Planlı Konferans başlıyor. Burada mekik üyeleri toplanıyor ve hem kendi aralarında, hem de yer kontrol ekibi ile (merkez istasyon) bir toplantı yapıyorlar. Toplantı sonrası, mekik içerisindeki havanın kirli olup olmadığı kontrol ediliyor. Mikrobiyolojik kirlilik ve ekip üyelerini yaralayabilecek bir nesnenin oluşturduğu kirlilik kontrol edildikten sonra, önceki günün kan tahlillerinin sonuçları inceleniyor. Tekrar hava kontrolü yapılıyor. Arkasından Kardiyolojik ve Kassal Sistemin zayıflamaması için yapılan egzersizler başlıyor. (Uzayda geçen süre zarfında kaslar az kullanıldığı için eriyor. Bu ancak yoğun bir egzersiz ile giderilebilir) Astronotların bu egzersizleri günde en az bir defa yapmaları gerekiyor. Akşam yemeğini yiyen astronotlar, kalan işleri de bitirip ertesi gün için dinleniyorlar.
Astronotların asıl görevlerinden biri de bilimsel araştırmalarda bulunmak. Örneğin ‘microgravity’ denilen mikro yerçekimi üzerinde yoğun araştırmalar yapılıyor. Ayrıca Uzay İstasyonlarının montajı için de astronotların düzenli olarak uzay yürüyüşü yapmaları ve robot kolların yapamadığı işlerde devreye girmesi gerekiyor. Uluslar arası Uzay İstasyonu’nun tamamlanması için 1998-2005 yılları arasında 37 mekik görevi planlandı. Bu süre içerisinde 960 saate yaklaşan 160 uzay yürüyüşü, 1920 saatlik insan gücü kullanımı gerçekleşiyor. 16 ülkenin de desteğiyle yapılan bu uzay istasyonu, uzun bir süre kullanılacak ve 7 astronotun çalışmasına olanak verecek. Ayrıca yapılan çalışmalar insan ırkının gelecekte uzak gezegenlere gitme fırsatlarını da ortaya çıkartacak.
Birçok bilim adamına göre, bu araştırmaların asıl cevap aradığı konu, uzayın ötesinde akıllı yaşam formlarının olup olmaması. Eğer derin uzay boşluğunda yeni dostlarımızı bulabilirsek, bizim bilim olarak adlandırdığımız sistematik bilgilerimizi yeniden gözden geçirmeye, hatta onların yerine yeni evrensel kanunları koymaya başlayabiliriz. Ama onları bulmamız için mevcut bilimlere de güvenmek zorundayız. İnsanoğlu’nun içindeki merak duygusu oldukça, her zaman yeni keşifler olacaktır. Yeter ki bunları değerlendirmesini bilelim.
Kaynak: www.nasa.gov
Etiketler: Atlantis » Discovery » Endeavour » Erkut Altındağ » microgravity » NASA » Uluslararası Uzay İstasyonuİLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
01 Ekim 2024 Köşe Yazıları
01 Aralık 2023 Köşe Yazıları
01 Ağustos 2023 Köşe Yazıları
01 Ekim 2022 Köşe Yazıları