Son Dakika
Turkcell Mobil Uygulamasını Yeniledi
Siber Saldırılarda Sisteme Sızan Kötü Amaçlı Yazılımların Kullanımı Yüzde 168 Arttı
Yandex Reklam Tercihleri Araştırması’nın Sonuçları Belli Oldu
Özel Sanal Gerçeklik Müzesi Müzeverse Kapılarını Ziyaretçilere Açtı
Gastromasa Gastronomi Konferansı İstanbul’da Gerçekleşti
Yeni PEUGEOT E-5008 ve 5008 Türkiye’de
Pandemi dönemi bize çok farklı tecrübeler katmaya devam ediyor. Yeni bir sosyal yaşam tarzı, evden çalışma koşulları, modern iletişim yöntemleri ve yepyeni bir hayat… Ülke ekonomilerine baktığımızda hepsinin bu krize aslında hiç de hazır olunmadığını ve oldukça kadar kırılgan bir yapıda olabileceğini görüyoruz. Ancak bazı ülkeler sahip oldukça yapısal avantajlar ile bu zorlu dönemi daha az hasarla atlatabilecek imkanlara sahipler. Bu ülkelerin hangileri olduğunu tahmin etmek hiç de zor değil: Dünya devi markalara sahip olanlar… Makale içerisinde bilişim sektöründen ağırlıklı örnekler vererek güçlü şirketlerin ülke ekonomilerini nasıl ayakta tuttuklarını izah etmeye çalışacağım.
Aslında bilgisayar üreticileri arasında özellikle iki markaya dikkat çekmek istiyorum. Bunlardan ilk Hewlett-Packard, yani bildiğiniz adıyla HP… Bilgisayarlar, iş istasyonları, el bilgisayarları, çevre birimleri gibi farklı ürün gruplarında ürettiği inovatif cihazlar ile her zaman popüler ve tercih edilen bir marka olmayı başaran HP, aynı zamanda ülkemizdeki en yaygın servis ağına sahip markaların başında geliyor. Yaklaşık 20 sene önceden “uzaktan erişimle teknik destek” uygulamasını başlatan, dünya çapında yaklaşık 55.000 çalışanı olan bir firmadan bahsediyoruz.
Yaklaşık 15 sene önce HP tx2000 serisini kullanmaya fırsatım olmuştu. Tx serisinin en önemli özelliği, henüz tabletler ve dokunmatik ekranlı bilgisayarlar piyasada yaygın değilken, tablet bilgisayar konseptini en iyi yansıtan şekilde üretilmiş olmasıydı. 180 derece dönen ekranı sayesinde bilgisayarınız bir tablete dönüşüyordu; hem de kasaya entegre olan Wacom dijital kalemi de kullanabiliyordunuz. Uzaktan kumandası da dizüstü bilgisayarlar için eşi görülmemiş bir özellikti. Benzer şekilde Milenyumun başında İpaQ PDA modelleri, el bilgisayarlarının popüler olduğu döneme damga vurmuşlardı. Diğeri ise 1976’da kurulan bir Tayvan firması: Acer. Türkiye’de ağırlıklı olarak bilgisayar ürünleri ile tanınıyor ancak aynı zamanda monitör ve projeksiyon üretiminde bir dünya markası.
HP ile bazı ortak yönleri de bulunuyor. Özellikle dizüstü bilgisayar modellerinde sahip oldukları tecrübeyi inovatif olarak ürünlerine yansıtan bir felsefeleri var. Kullanma şansı bulduğum tüm Acer marka bilgisayarlardan, performans açısından oldukça memnun kaldığımı hatırlıyorum. Elbette bu memnuniyet, firmanın başarılı bir üretim serisi ile yakaladığı bir sonuç değil. Belki de yılların kümülatif tecrübesi ve teknolojinin ürünlere dahil edilmesi ile yakalanan bir başarıdan söz ediyoruz.
Belki de bu iki markayı anlatım açısından tercih etmemin sebebi, bugüne kadar kullandığım tüm bilgisayarların bu iki marka üzerinden şekillenmiş olması olabilir. Farklı dönemlerde HP ve Acer marka bilgisayarlar ile çalışma fırsatım oldu. Halen bu iki markayı da aktif olarak kullanıyorum. Ülkemizin HP veya Acer gibi bir teknoloji devi firmaya evsahipliği yapması için insan gücü ve potansiyel olarak hiç bir eksiğimiz yok. Etkili ve doğru bir yatırım modeli ve yönetim yapısı ile dünya devi markalar üretebiliriz. Bu markalar da ülkemize tanınırlık ve katma değer üretir.
Bir ülkeyi değerli kılan, para birimini kıymetlendiren, ekonomisini güçlendiren en önemli etken sahip olduğu küresel firmalardır. Mercedes Benz, BMW, Audi, SAP, Siemens, Bosch ve Adidas en güzel örnekler olarak karşımızda durmaktadır. Zaten böyle bir marka havuzuna sahip olan bir ülkenin, ekonomik göstergelerinin zayıf olmasının mümkünatı yoktur. İstihdam ve üretilen katma değer açısından bakıldığında bir ülkenin lokomotifi olmak firmaların piyasa değerini ve marka algısını da yükselten bir etmendir.
Sıfırdan başlamamıza gerek yok. Türkiye’de faaliyet gösteren ve kısmi üretim kapasitesine sahip olan tüm bilişim ve teknoloji firmaları tıpkı HP veya Acer gibi bir dünya devi olabilirler. Yapılması gereken ilk ve en önemli iş, yetenekli insanlara yatırım yapmak ve doğru bir organizasyon yapısı ile faaliyete geçmek. Bilgisayar üretimi üzerinden basit bir örnek verecek olursak, temel bileşenlerin başında gelen işlemci, anakart ve grafik kartı üretimi konusunda adım atmamız gerekiyor. Özellikle işlemci üretimi için muazzam bir yatırıma ve tecrübeye gerek var, ancak ne olursa olsun bir adımın atılması gerekiyor. Ayrıca monitör, bilgisayar kasası ve diğer çevre birimleri konusunda teknolojik altyapı olarak hiç bir eksiğimiz yok. Hatta bu alanlarda çarpıcı ürünler piyasaya sürülmeye başlandı bile.
Sadece bilişim ve teknoloji alanında sınırlı kalmayarak, otomobil ve silah sanayi olmak üzere tüm endüstrilerde büyük atılımlar gerçekleştirmek zorundayız. Beko ve Vestel gibi küresel olarak tanınan üretici markalarımıza, yurtdışı piyasalarda eşlik edecek yeni isimlere ihtiyacımız var. Ancak bu markalarımızın yanına mutlaka yeni isimler eklemeli, hatta yapabiliyorsak Unicorn adı verilen ve piyasa değeri 1 milyar doları geçen şirketlerin yetişebileceği bir eko sistem inşa etmeliyiz. Peak Games ile bunu başardık, hem de fiziksel ürünü olmayan bir sektörde! Tek yapmamız gereken iyi bir yol haritası çizip doğru ve yetenekli insanlar ile birlikte disiplinli bir şekilde çalışarak bilinen sınırları aşmak! Gerisi tamamen an meselesi…
Etiketler: Erkut Altındağ » Pandemi dönemiİLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
01 Ekim 2024 Köşe Yazıları
01 Aralık 2023 Köşe Yazıları
01 Ağustos 2023 Köşe Yazıları
01 Ekim 2022 Köşe Yazıları