Son Dakika
Turkcell Mobil Uygulamasını Yeniledi
Siber Saldırılarda Sisteme Sızan Kötü Amaçlı Yazılımların Kullanımı Yüzde 168 Arttı
Yandex Reklam Tercihleri Araştırması’nın Sonuçları Belli Oldu
Özel Sanal Gerçeklik Müzesi Müzeverse Kapılarını Ziyaretçilere Açtı
Gastromasa Gastronomi Konferansı İstanbul’da Gerçekleşti
Yeni PEUGEOT E-5008 ve 5008 Türkiye’de
İktisat dersinde daha ilk ünitede dünyadaki kıt kaynaklar ile sınırsız insan ihtiyaçlarının nasıl karşılanacağı sorusuna cevap arandığı anlatılır. Eğer işin trajik yönünden bakacak olursak, maalesef bu soruya efektif bir yanıt hala bulunamamıştır. Kaynakların erişebilirliği ve yeniden üretilebilirliği teknolojik imkanlar ile artsa da, nüfustaki aşırı artış ve tüketimde insanoğlunun kendi sınırlarını zorlaması sebebiyle işler istenildiği gibi ilerlemiyor. Dünyanın tüm servetinin %90’ının nüfusun %10’luk bir kesimin elinde olması oyunun tüm kurallarını değiştiriyor.
Dünyanın belirli bölgelerinde obezitenin bu kadar yüksek bir artış göstermesi, diğer bir bölgedeki insanların aşırı fakirleşmesi ile her ne kadar ilgisiz gibi gözükse de, aslında çok yüksek bir korelasyon içeriyor. Dünya Bankası fakirliği “açlık, hastalık, doktor ve eğitime ulaşamama, iş bulamama, gelecek hayali kuramama” olarak tanımlıyor. Zaten bu kavramlar anlamını yitirdiğinde bir insan için yaşayabilmek pek mümkün değil. Karnımızı doyuramadığımızda, okuyamadığımızda veya iş bulamadığımızda gelecek hayali kurmak imkansızlaşıyor. Maalesef bu iş daha da uç noktalara gidiyor. Fakirliğin de kendi içerisinde seviyeleri var, tıpkı zenginlik gibi. Kimi aileler bilir, belki arabaları veya kullandıkları lüks elektronik cihazları yoktur ancak bir şekilde ayın sonunu getirirler, karınlarını doyururlar. Kimileri ise ikinci bir iş bularak evlerine yemek götürmeye çalışır, ikincil düzeydeki ihtiyaçlardan vazgeçerler. Artık durum çok daha kötüye gitmeye başladı. Ailecek sokakta kalanlar, yiyecek bir şey bulamadıkları için aç uyuyanlar var. Sadece ülkemiz değil, tüm dünya bu korkunç gerçekle yüzleşiyor.
Dünyada devletlerin uyguladıkları çeşitli yoksulluk önleyici düzenlemeler var. Bunların bir kısmı vergi tabanlı; alınan vergilerin aşırı yoksul kesime sağlık ve barınma hizmetleri olarak dönmesine olanak tanıyor. Ancak bu tip düzenlemelerin zamanla mali yapıya yük bindirdiği ve katma değerli çözümler olmadığı için etkisi oldukça sınırlı. Diğer bulunan çözümlerin başında da yeni iş alanları oluşturmak ve ülke genelinde yolsuzluğu da sıfırlayacak politikaların benimsenmesi. geliyor. İstihdam açısından özellikle tarım ve hayvancılık çok önemli. Bizim ülkemiz için oldukça kritik bir değere sahip. Şu anda bile radikal bir planlama ile sadece tarım ve hayvancılık ile ilgili mekanizmaları kullanarak hem işsizlik oranını yarı yarıya çekebilir, hem de yoksulluğu oran olarak azaltabiliriz. Ülkemizin bulunduğu bölge ve sahip olduğu iklim de buna hizmet edecek şekilde optimize edilmiş durumda. Sadece bunun farkına varmak ve bir yerden başlamak önemli. Birçok Avrupa ülkesinde bile sanayiden ziyade tarım veya hayvancılık alanındaki ihracat gelirleri o ülkeleri ayakta tutuyor.
Günümüzde her bir konuyu kuantum mekanikleri ile açıklamak moda oldu. Bu modaya uymak gerekiyorsa biz de uygun bir tanım yapalım. Biliyorsunuz bu mekaniklere göre dünya üzerindeki herhangi bir olayı açıklamak için geri kalan herşeyi açıklamak zorundasınızdır. Temel fikir olarak bu yapıyı baz alırsak basit bir denklem kurabiliriz: Eğer şu anda dışarıda yatan ve üşüyen bir aile varsa, bunun sebebi kendi evlerinde sıcacık yataklarında uyuyan tüm ailelerdir. Bilmeliyiz ki, bir gün bizim ailemiz de sokağa düşerse bizim için kimse bir şey yapmayacak. Çünkü biz o aileler için hiç bir şey yapmıyoruz. Belki de bu gece eve gittiğimizde, ailemizle birlikte zaman geçirdikten sonra uyumaya gittiğimizde yatağımızda bu konuyu düşünmeliyiz. Bazen yaptığımız şeyler yüzünden değil, yapmadıklarımız nedeniyle de başkalarına zarar verebiliyoruz… İşte buyrun, hepimiz için üzerinde derinlemesine düşünebileceğimiz iyi bir konu…
Etiketler: Erkut Altındağ » gidişat » kuantum mekanikleri
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
01 Ekim 2024 Köşe Yazıları
01 Aralık 2023 Köşe Yazıları
01 Ağustos 2023 Köşe Yazıları
01 Ekim 2022 Köşe Yazıları