logo

Hayaller ve Gerçekler

Erkut Altındağ

Erkut Altındağ
erkutaltindag@gmail.com
Hayaller ve Gerçekler

2020 yılına girerken hepimizin farklı hayalleri ve umutları vardı. Henüz yılın çok başındayız ancak tüm dünyada ve Türkiye’de yaşananlar sebebiyle oldukça tedirginiz. Ağır bir depremin sonuçları ile yüzleşirken bir de global bir salgın ile karşı karşıya kaldık. Corona virüsü henüz Türkiye’de tespit edilmedi ve temennimiz de bu yönde ancak yayılma hızı üzerinden basit bir hesaplama yaptığımızda ülkemize uğrama ihtimali de bulunuyor. Böyle bir durumda özellikle Büyükşehirlerde nasıl bir ortamın oluşacağı büyük bir soru işareti. Hastanelerde nasıl bir karantina uygulamasının olacağı, toplu taşıma için özel bir önlem alınıp alınmayacağı, devlet dairelerinin çalışma durumları gibi birçok konu başlığı var. Ayrıca Wuhan’daki sokağa çıkma yasağı ve ev karantinası gibi bir durum Türkiye’de olursa, ekonomik açıdan büyük bir hasar alabiliriz. İnsan sağlığı herşeyden önemli, gereken tüm tedbirler alınacaktır ancak en az hasarla bu işten nasıl çıkabiliriz? Bu ayki odak noktamız bu olacak.

Virüsün kaynağı neresi?

Corona virüsünün kaynağı çok tartışıldı. Balık pazarında satılan hayvanlardan geçtiği, yarasalardan türediği, Amerika’nın biyolojik silah deneyi olduğu gibi birçok teori ileri sürüldü. Sosyal medya hesapları üzerinde alternatif tedavi yöntemleri bile konuşuldu. Tüm bunlar olurken virüs çok hızlı bir şekilde yayılmaya devam etti. Bu tip hastalıkların en ideal tedavi yöntemi hastalık yayılmadan önce aşı korumasıdır. Ancak aşının bulunması ve hazırlanması ise oldukça zaman alacak. Keşke her şey filmlerdeki gibi olsa ve hastalığın hemen başında bilim insanları bir tedavi bulup onu kısa sürede üretmeye başlasa. Ancak gerçek dünyada süreç çok daha zorlu ve yavaş işliyor. Hayvanlar üzerindeki aşı deneyleri, hasta insanlar üzerindeki denemeler ve patent süreci gibi birçok sebepten dolayı aşının ticari olarak üretimi uzun bir zaman alacaktır. Ancak devlet müdahalesi ile hızlandırılması veya farklı bir kamuoyu baskısı durumunda süreç biraz daha hızlanabilir.

Herkesin aklına gelen soru şu: Hastalığın bu hızla yayılması durumunda dünya nüfusunun ne kadarına bulaşabilir? 23 Ocak’ta 639 olan enfekte olan hasta sayısı, 2 Şubat’ta ben bu yazıyı tamamlarken 14.637 olmuştu. Yapılan simülasyonlarda hastalığın ilerleme hızı, bölgesel yayılımı ve diğer değişkenler eklendiğinde korkutucu bir tablo ortaya çıkıyor. Tahminen Eylül ayına kadar “peak” adı verilen tepe noktasına ulaşma ihtimali var ve toplam 1.5 milyar kişi virüsten etkileniyor. Elbette bilgisayarların hesaplaması basit algoritmik mantık üzerine kurulu. İnsanların alacağı önlemler, karantina uygulamaları, alternatif tedaviler gibi tüm ihtimaller dikkate alınırsa virüsün kontrol altına alınabileceği gerçeği de mevcut. Ne olursa olsun, önümüzdeki bir kaç hafta çok kritik.

2 ile 14 gün arasında bir kuluçka süresi olan Corona virüsünün görüldüğü ülke sayısı şu anda 27. SARS’ın yayıldığı dönemde yüzde 10 olan ölüm oranı, Corona virüsünde yüzde 2 düzeyinde seyrediyor ve genelde ileri yaştaki hastaları hastalık ağır etkiliyor. Tüm bu göstergeler ışığında her ülke kendi sınavını verecek. Henüz hastalık vakası görülmeyen ülkelerde Corona’nın kuluçka döneminde bulunduğu, ayrıca yurtdışına sık seyahat eden kişilerin ideal bir taşıyıcı oldukları düşünülüyor.

Kesin bir çözüm var mı?

Filmlerde, romanlarda ve bilgisayar oyunlarında bu konu sıkça işlenir. Kimi senaryoda uzaylıların müdahalesi ile, kimi senaryoda buzulların erimesi ile, bazılarında ise ilaç şirketlerinin gizli oyunları sebebiyle ortaya çıkan virüs insanlığın veya medeniyetin sonunu getirir. Aslında bugünlerde tam da böyle bir durum ile karşı karşıyayız. Ne bir sinemada film izliyoruz ve ara vereceğiz; ne de bir oyundayız ve ölürsek yeniden oyuna başlayacağız. Virüsün mutasyona uğrama ve daha güçlü hale gelme ihtimali de var. 2020 yılı insanlığın sadece açlık, yoksulluk ve savaşlar ile değil, aynı zamanda ortak bir düşmana karşı vereceği mücadele ile hatırlanacak. Maalesef bu sahnede oyuncular biz olacağız ve hazırlanmak için bir prova olmayacak…

Etiketler: »
71725 Kez Görüntülendi.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • Cep Telefonunuzu Şarj Ederken Nelere Dikkat Etmelisiniz ?

    01 Ekim 2024 Köşe Yazıları

    Cep telefonunuzu şarj ederken telefonunuzdan daha fazla verim alabilmek için bazı konulara dikkat etmelisiniz. Çünkü günümüzde cep telefonları modern yaşamın bir parçası haline geldi. Telefonların doğru bir biçimde şekilde şarj edilmesi cihazın performansını arttırır. Dahası ekonomik ömürlerini de uzatır. Telefonunuzu Şarj Ederken İşte size şarj ederken dikkat etmeniz gereken bazı temel bilgiler Güvenli Bir Yerde Şarj Edin Telefonunuzu şarj ederken ıslak alanlardan ve çevresinde su bulunan yerlerden uzak durun. Özellikle kablonuzda hasa...
  • Sosyal Medyada Dunning-Kruger Etkisi

    01 Aralık 2023 Köşe Yazıları

    Sosyal medya, günümüzde bireylerin düşüncelerini, duygularını ve bilgilerini paylaşmaları için popüler bir platform haline geldi. Fakat bazen sosyal medya üzerindeki tartışmalar ve bilgi paylaşımları Dunning-Kruger etkisi ile açıklanabiliyor. Sosyal psikologlar David Dunning ve Justin Kruger’ın ortaya çıkardığı bu önyargı ile kişiler bir hayalî üstünlüğün bilişsel önyargısı ile ilişkilendiriyorlar. İnsanların yetersiz olduğu durumları fark edememesi hali olarak da açıklanabilir. Bu durumda olan insanların yeterlilik düzeylerini nesnel olarak de...
  • DJI Air 3: İki Ana Kamera İle Geldi

    01 Ağustos 2023 Köşe Yazıları

    Yeni DJI Air 3, çığır açan ikili ana kamera sistemiyle dikkat çeken bir drone. DJI Air 3, 46 dakikaya varan uzun pil ömrü ile de öne çıkıyor. Gelişmiş pil teknolojisi sayesinde tek bir şarjla uzun süreli uçuşlar mümkün olurken, pilin hızlı bir şekilde şarj olabilmesi de özel bir ayrıntı. Bu gelişmeler sayesinde DJI Air 3'ü uzun uçuşlar yapmak isteyenler için ideal bir seçenek haline getiriyor. Ayrıca Air 3, her yöndeki engelleri hem algılıyor hem de bunlardan kaçabiliyor. Kullanılan çift kamera, daha uzun uçuş süreleri ve gelişmiş güvenlik gibi...
  • YouTube’da Herkese Açık Kullanıcı Adı Nedir?

    01 Ekim 2022 Köşe Yazıları

    YouTube’un herkese açık kullanıcı adı, kullanıcıların sizi bulmasına ve sizinle bağlantı kurmasına yardımcı olan yeni bir özellik olarak dikkat çekiyor. Kanal adından farklı olarak, herkese açık kullanıcı adı her içerik üretici için benzersiz olacak. Böylece YouTube'da kişiye özgü kimliğinizi daha kolay oluşturursunuz. Kullanıcı Adları ve Kanal URL'leri Herkese Açık Olacak Herkese açık durumda olan kullanıcı adınız kanal URL'lerinde görünecek. Kişiselleştirilmiş olan URL, herkese açık kullanıcı adı için genel olarak belirleyici olacak. Herk...