Son Dakika
Profesyonel turist rehberi, seyahat yazarı ve uluslararası konuşmacı Şerif Yenen, turizmde özlenen hareketli günlerin yavaş yavaş geri gelmesini sevinçle karşılıyor. Türk turizminin geçmişte de pek çok kriz yaşadığını, şimdi olduğu gibi, her seferinde ayakta kalmayı, hatta güçlenerek yeniden yükselmeyi başardığını hatırlatan Yenen, pandeminin sektöre yeni deneyimler yaşattığını, kültür turizminin önemini bir kez daha ortaya koyduğunu ifade ediyor.
Şerif Yenen, katma değeri yüksek turizm çeşidi olan kültür turlarının pandeminin en başından bu yana online olarak da devam ettiğini hatırlatarak şöyle diyor: “Evlere kapandığımız günlerde özellikle kültür turizmi yapan seyahat acentelerinin ve profesyonel turist rehberlerinin yaptığı sanal turlara ilgi yüksek oldu, hatta olmaya devam edecek gibi görünüyor. Kültür turizmi bu sayede yeni bir boyut kazandı. Kültür turizmine olan ilgi, içinde olduğumuz normalleşme sürecinde de sürüyor, artık kültür gezileri daha küçük gruplarla, belirli önlemler çerçevesinde ve özel ilgi ekseninde yapılıyor. Öte yandan, kültür turizminin öneminden söz etmeyen yok, ama bu genellikle lafta kalıyor.”
Türkiye’nin sahip olduğu, dünyada eşi bulunmayan, tarihi ve kültürel zenginliğinin turizmin lokomotifi olması gerektiğini söyleyen Yenen, pandemi sürecinin bu yönde evrilen seyahat tercihlerini körüklediğini kaydediyor. Katma değeri en yüksek turizm çeşidinin kültür olduğunun bir kez daha ortaya çıktığını yineleyen Yenen, artık bu yeni dönemde tanıtım stratejilerinin de kültür odaklı yapılması gerektiğini belirtiyor.
Son on, hatta yirmi yıllık yurtdışı tanıtım kampanyalarında ağırlığın hep kitle turizmine verildiğini iddia eden Yenen, “Kültür turizminin öneminin algısı konusunda sektörde herkes hemfikir ama nedense bu yönde strateji geliştirme konusunda bir girişim ne yazık ki söz konusu olamıyor” diyor. Kültür atağı için harekete geçmenin tam zamanı olduğunu belirten Yenen, “Gelin Türkiye’nin tanıtım stratejisini değiştirelim, kültüre yoğunlaşalım” çağrısı yapıyor ve şöyle konuşuyor:
“Yıllardan beri ülkemizin turizm tanıtımı, mevcut durumu korumaya yönelik şekilde gerçekleşti. Yani, ağırlık ülkemize en fazla turisti gönderen ülkelere ve kitle turizmine verildi. Dolayısıyla ülkemizin turizmi kısır bir döngü içinde hapsoldu. Arzuladığımız ve ülkemiz için daha verimli ve sürdürülebilir diğer turizm dalları bir türlü gelişemedi veya daha çok turist almak istediğimiz ülkelerden gelen turistlerin sayısını arttıramadık. Artık ülkemizin turizm tanıtımında çok cesur bir strateji değişikliği yapmalı, ağırlığı kültür turizmine ve kültür turisti potansiyeli yüksek ülkelere verilmeliyiz. “
Şerif Yenen, bu atağın hayata geçmesi için bazı önerileri de şu şekilde anlatıyor:
“Yurt dışı tanıtımlarda Bakanlığımızın Tanıtım Ofislerinin önemi çok büyük. Ancak üzülerek görüyoruz ki o ofislerde, bulundukları ülkenin dilini bir kenara bırakın yabancı dil bile konuşamayan görevliler çalışabiliyor. Oysa ki yurtdışındaki tanıtım ofislerimizin mimarisi, dekorasyonu Türkiye’nin kültürüyle paralel olmalı, istihdam edilen yetkililer hedef ülkede konuşulan yabancı dili ve kültürü iyi bilmeli, sosyal yönü çok güçlü kişilerden seçilmeli, sosyal medyayı iyi kullanabilmeli ve yapacağı etkinlikler ve bunların iletişimi konusunda son derece bilgili olmalıdır.
Öte yandan belirlenecek hedef ülkelere yönelik, Türkiye’nin tarihine, arkeolojisine, mimarisine ve kültürel değerlerine hakim bir tanıtım ekibi kurulmalı, yurtdışı tanıtım ofislerimizin geliştireceği organizasyonlarla hedef ülkelerdeki kulüpler, kütüphaneler, müzeler, fuarlar, eğitim kurumları ve kültür kurumları ile işbirliği içinde değişik başlıklarda yıl boyunca Türkiye tanıtım sunumları yapılmalıdır.”
Şerif Yenen, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Göbekli Tepe atağına da değiniyor. Bu atağın doğru bir zamanlamayla başlamasını takdir eden Yenen şu konuya dikkat çekiyor:
“Göbekli Tepe, dünya arkeoloji literatürüne geçmiş, basında da yankılanmış bir isimdir. Hem canlı, hem sanal gezilerimiz arasında en rağbet görenlerin en başında Göbekli Tepe gelirken, buraya artık “12 Tepe” dersek gezginlerin kafasında bir kavram kargaşası yaratmış olacağız. Bakanlığın Göbekli Tepe’yi çevresiyle birlikte tanıtma fikrini elbette beğeniyor ve destekliyoruz, hatta bu bölgenin değerini de artıracaktır diye düşünüyoruz ama vurgu odağımız olan Göbekli Tepe söyleminden vazgeçmemek gerektiği fikrindeyiz”.
Etiketler: Kültür turizmi » Şerif YenenBENZER HABERLER