Son Dakika
BJK SuperApp’in Lansmanı Gerçekleşti
Turkcell Mobil Uygulamasını Yeniledi
Siber Saldırılarda Sisteme Sızan Kötü Amaçlı Yazılımların Kullanımı Yüzde 168 Arttı
Yandex Reklam Tercihleri Araştırması’nın Sonuçları Belli Oldu
Özel Sanal Gerçeklik Müzesi Müzeverse Kapılarını Ziyaretçilere Açtı
Gastromasa Gastronomi Konferansı İstanbul’da Gerçekleşti
Sadece robotlar için piyasaya sürülen gazetelerden iş ilanı kovalayan yapay zekâya sahip makineler ile karşılaşma ihtimalimiz giderek artıyor. Yıllar önce bilgisayarların işimizi kolaylaştırmalarını hedefleyerek onları hayatımıza dâhil ettik, şimdi ise onların hayatımızı yönlendirmelerini izliyoruz. Önce günlük işlerimizi hızlandırdılar, sonra kendilerine bağımlı hale getirdiler ve şimdi de işimizi elimizden alacaklar. Belki de yapay zekâya sahip robotların kurduğu bir medeniyette kendimizi onlara hizmet eder bir durumda bulacağız. Peki, böyle bir tehdit yakın bir zamanda gerçekleşebilir mi? Şu anda endişe etmemiz gereken potansiyel bir tehlike var mı? Bu sorunun cevabı için yakın geçmişe kısa bir yolculuk yapmamız gerekiyor.
1980’li yıllar itibariyle kişisel bilgisayarların ev kullanıcıları ile buluşması, aynı zamanda teknolojinin de tüm dünyada yayılma sürecini başlatmış oldu. Meraklı kullanıcılar ürün geliştirme süreçlerini bizzat kendileri deneyip birçok alandaki sıçramaların öncüsü oldular. Donanım ve yazılım olarak ev bilgisayarları müthiş bir keşif alanı olarak kullanıldı. O dönemin şanslı kullanıcıları yeni yazılım dillerini öğrendi, işlemci ve RAM’ler hakkında bilgi topladı, hatta birbiri ile uyumlu parçalardan oluşan ev bilgisayarları oluşturdular. Belki de bu makaleyi okuyan birçok bilgisayar kullanıcısı zamanında bir kağıt üzerinde evi için alacağı bilgisayarın parçalarını tek tek yazıp dolar bazında hesaplamıştır. 90’lı yılların dergilerinde bilgisayar parçalarının fiyatlarının tek tek yazdığı ilanlar vardı. Kasa, işlemci, hard disk, ses kartı, ekran kartı gibi bileşenlerin çoğunu kendimiz seçer ve bütçemize en uygun bilgisayarı seçmeye çalışırdık. Belki bu ince hesaplar halen internet üzerinden de olsa devam ediyor, ancak bazı heyecanları çok daha hızlı bir şekilde tükettiğimiz gerçeğinin da farkında olmalıyız. Teknolojik cihazlara plan merakımız giderek artınca, günlük hayatta onlara karşı olan bağımlılığımız da aynı doğrultuda değişti. Artık yanımızda cep telefonu olmadan dışarıya çıkamıyoruz, telefonun şarjı bittiği zaman ne yapacağımızı şaşırıyoruz. Televizyonun olmadığı bir ev hayal edilemediği gibi, ofis ortamında bilgisayarımız olmadan hiçbir iş yapamıyoruz. İnternet üzerinden üye olduğumuz sosyal medya sitelerini gün içerisinde defalarca ziyaret ediyoruz. Elbette bu eylemlerin bazıları hayatımızı kolaylaştırıyor, ancak bizi nelerden uzaklaştırdığının farkında mıyız?
Geçtiğimiz ay Japonya’da bir bankanın müşterileri karşılamak ve onların ruh hallerine göre bilgi verebilecek, işlem için yönlendirebilecek bir insanımsı robotu çalıştırmaya başladığı ile ilgili haberlere denk gelmiş olabilirsiniz. Bu haberlerin sayısı giderek artacak. Hatta önümüzdeki 10 yıl boyunca katlanarak artıp, kısa bir süre sonra “olağan” bir habere dönüştüğü için gazetelerde veya haber portallarında bu tip haberlere rastlayamayacağız. Şu anda bize “işe alınan robot” haberleri ilginç gelebilir, tıpkı bir zamanlar otomatik açılan kapıların veya görüntülü görüşmelerin büyük bir heyecanla karşılandığı dönemlerde olduğu gibi. Ancak şimdi otomatik olarak açılmayan bir kapı gördüğümüz zaman şaşırıyoruz veya yolda giderken bile bir tanıdığımız ile görüntülü görüşmek hayatın adeta doğal bir parçası olmuş durumda. Belki de 2050 yılına gelmeden ofis ortamında bizimle birlikte çalışan yeni arkadaşlarımıza çoktan alışmış olacağız. Birlikte sigara veya çay molası veremesek bile onlarla aynı safta olmanın ve aynı takımda birlikte çalışmanın hissettireceği duyguları yaşayacağız. Ama onlar yorulmayacaklar, aileleri için özel izin istemeyecekler, maaş konusunda takıntılı olmayacaklar, dedikodu yapıp şehir efsaneleri ile şirkete zarar vermeyecekler; ancak daha da önemlisi sorgusuz sualsiz “itaat” edecekler.
İşyerinde robot çalıştırmak belirli katı kurallar ile desteklenmediği sürece insanoğlunu çok yakın gelecekte büyük bir istihdam sorunu bekliyor. Bu kurallar ile ilgili bir çok öneri var. Bunların başında işyerindeki robotların insan sayısına oranla belirli bir yüzdeyi geçmemesi veya bazı sektörlerde robotların kullanılmaması gibi alternatifler mevcut. Yine de işverenler ve yöneticiler için düşük maliyet ve yüksek performans ile hizmet verebilecek robotlar her zaman tercih sebebi olacaktır. Buradaki en önemli husus, özellikle yöneticilerin bir gün geldiğinde kendilerinin de başka bir robot ile değiştirilebileceği gerçeğini unutmamaları gerektiğidir. İşverenler için ise tehlike daha derin: Robotlar bir gün itaat etmeyi redettikleri ve kendi soylarını korumak istedikleri zaman kimseden emir almayacakları düşünülürse, böyle bir ortamda işveren olmayı kimse arzu etmeyecektir. Kısaca, şu anda takip ettiğimiz iş ilanları hala bize, yani “insanlara” yönelik iken bunun keyfini çıkartalım. Çünkü istenmeyeceğimiz bir dünya adım adım yaklaşıyor…
Etiketler: Erkut Altındağ » RAM » robot işçiİLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
01 Ekim 2024 Köşe Yazıları
01 Aralık 2023 Köşe Yazıları
01 Ağustos 2023 Köşe Yazıları
01 Ekim 2022 Köşe Yazıları