Son Dakika
Hastane fobiniz var mı veya sizi kan tutar mı bilemem ama kendimi bildim bileli hastane ortamından büyük rahatsızlık duyarım. Kan görmekten de genelde hiç hoşnut olmadığım gibi hastane benzeri ortamlarda bulunduğumda bütün enerjimin vakumlandığı hissine kapılırım. Sağlığımla ilgili bir sorun olduğunda ise doktora ve hastaneye gitmek en son seçimimdir. Dayanabildiğim müddetçe ertelemeye çalışırım. Tıp alanındaki teknolojik gelişmeleri de yakından takip eder ve “gün olur lazım oluır” diye farklı teknolojilerdeki tedavi yöntemlerini yakından izlerim.
Geçen hafta burnumdan nefes almakta zorlandığım için gittiğim doktorumun yaptığı muayenede burnumda oluşan tıkanıklığı ve allerjiye bağlı burun içi etlerindeki büyümenin üst düzeye ulaştığını söylemesiyle sarsıldım. Hatta teknoloji harikası burun içi kamerası ile bütün bunları bir belgesel film tadında önümdeki ekrandan izlemek olayın ciddiyetini anlamam konusunda önemli bir deneyim oldu. Doktorum da “operasyon yapmamız gerekiyor” dediğinde hemen aklıma hastane ortamı, kanlı burun ameliyatları ve metrelerce bezin buruna sokulmasıyla oluşturulan tamponlar geldi. Bu sefer kaçış yok gibi görünüyordu ve bıçak altına yatmam çekilen Sinüs tomografisi sonucuna göre gerekliydi. Fakat doktorum bu operasyonun kansız bir operasyon olacağını ve hastanede yatmaya gerek kalmadan “Radyofrekans Yöntemi” olarak bilinen bir teknoloji ile yapıldığından bahsedince ikna olmam zor olsa da uzun sürmedi.
Radyofrekans Yöntemi’nde, radyo dalgaları özel elektrotlar vasıtasıyla belli frekanslarda uygulanacak bölgenin mukozası altına uygulanıyor ve burada kontrollü bir ısı artışı meydana getiriliyor. Bu ısı artışı dokuda bulunan proteinlerin değişimini sağlayarak ortalama 2-3 hafta sonra dokunun hacminde azalma oluşturuyor. Radyofrekans Yöntemi ile dokuda oluşturulan ısı, mukoza altında yer alan salgı hücrelerinin de sayıca azalmasına sağlıyor. Böylece alerjik nezleli hastalarda aşırı burun akıntısı önlenebiliyor. Yöntemin en iyi özelliği ise doku yüzeyine zarar vermemesi olarak biliniyor.
Operasyonun genel anestezi altında yapılıyor olmasından korkmama rağmen artık yumurta kapıya dayanmıştı ve başka da çarem yoktu. Fakat işin iyi olan tarafı operasyon yönteminin aklıma yatmış olmasıydı. Artık Sinüs Ameliyatı ve buna ek olarak yapılacak Konka Hipertrofisi’nin (Burun Eti Büyümesi) Radyofrekans Yöntemi ile küçültme operasyonu için hazırdım.
Aslında Şubat köşe yazımda yine Turkcell’e, Vodafone’a, Microsoft’a, Türk Telekom’a, Avea’ya, TTNET’e, Nokia’ya, Sony’e, HP’ye, Lenovo’ya, IBM’e hatta Anadolu Sigorta’ya söyleyeceklerim ve Bilişim Sektörü ile ilgili anlatacaklarım vardı. Sonra düşündüm; anlatacağım hiçbir şey “Canımın Sağlığından” daha önemli değildi.
Bugün Şubat ayının ilk günü ve siz bu satırları okurken kendimi Anatomica Altunizade’de KBB Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Tahir Akdeniz’e teslim edip bir operasyon geçiriyor olacağım. Evet, bana müsade, sanırım birkaç basın toplantısında bensiz idare edebilirsiniz.
Bu ayki yazımı Özdemir Asaf’a ait bir deyiş ile bitiriyorum. “Kaybedeceğini bile bile neden mücadele ediyorsun dedi, öleceğini bile bile yaşadığını unutmuştu o an… Bozmadım.”
Aykut Altındağ
Genel Yayın Yönetmeni
www.maxihaber.net
Hashtag: #aykutabiburada
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
01 Ekim 2024 Köşe Yazıları
01 Aralık 2023 Köşe Yazıları
01 Ağustos 2023 Köşe Yazıları
01 Ekim 2022 Köşe Yazıları